Unutun Menzili! Elektrikli Araçlarda Asıl Mesele Şarj Hızı Olacak!

Son zamanlarda elektrikli araç (EV) bataryaları için 'doğru' boyutun ne olduğu konusunda ilginç tartışmalar yaşanıyor. Üreticiler, sürücülerin şarjın bitmesi endişesi yaşamayacağı kadar menzil sunan, ancak aynı zamanda ağırlığı ve kapladığı alanı makul seviyelerde tutan otomobiller arasındaki dengeyi bulmak için adeta bir savaş veriyor.

Bu durum, özellikle elektrikli araçların henüz yaygınlaşma aşamasında olduğu günümüzde, çözümü zor bir problem gibi görünüyor. İnsanlar, bir EV kullanmaya başladıklarında, menzilin aniden düşüp yolda kalmayacaklarını tecrübe edene ve kamuya açık şarj ağına güvenebilene kadar, yüksek menzil rakamlarının verdiği 'güvenlik battaniyesine' ihtiyaç duyuyorlar.

Ancak günümüzde resmi menzili 480 kilometrenin üzerinde olan birçok model bulunuyor. Verimlilik arttıkça bu rakamların daha da yükseleceği öngörülse de, daha büyük bataryalar takma yarışının 100 kWh civarında zirve yapması ve ardından şarj hızının odak noktası haline gelmesi bekleniyor.

Üst düzey bir otomotiv yöneticisi, bu durumu akaryakıt depolarına benzetiyor. Nasıl ki kimse 200 litrelik devasa depolarla 3000 km menzil talep etmiyorsa (çünkü bir noktadan sonra ağırlık, kaplanan alan ve maliyet dezavantajlı hale geliyor), bataryalarda da benzer bir durumun geçerli olduğunu belirtiyor.

Hatta şarj süresi konusunda da, aynı yönetici, yeniden şarj etme işleminin bir aracı benzinle doldurma süresiyle aynı olmak zorunda olmayabileceğini ifade ediyor.

Bu düşünce, özellikle evde şarj imkanınız varsa (eğer yoksa EV'leri haklı çıkarmak çok daha zorlaşıyor) ve her seferinde evden tam şarjla ayrılabiliyorsanız oldukça mantıklı. Dolayısıyla şarj hızı konusu, aslında sadece yaklaşık 400 kilometreyi aşan gidiş-dönüş yolculukları yapmaya çalıştığınızda gerçekten önem kazanıyor. Sektör uzmanlarına göre asıl soru şu: "Mesele menzil değil, seyahat süresi. Bataryayı %10'dan %80'e çıkarıp yola devam etmek için en ideal süre nedir?"

Eğer araç, siz bir mola verip kahvenizi içerken yeniden yola çıkmaya hazır hale geliyorsa, bu durum çoğu insan için yeterli olacaktır. Süper hızlı şarj teknolojileri geliştirmenin maliyetine değmeyebileceği düşünülüyor. Bu durum biraz 'Concorde etkisine' benzetiliyor: Başlangıçta Atlantik'i birkaç saatte geçme konusunda büyük bir heyecan olsa da, zamanla insanlar biraz daha uzun süren ama daha konforlu ve ucuz bir yolculuğun buna değdiği sonucuna varmışlardı. Belki de elektrikli araçlara da bu gözle bakmalıyız. Ama tekrar belirtelim, ancak evde şarj edebiliyorsanız!