Tesla’nın Otonom Sürüş Liderinden Samimi İtiraf: ‘Waymo’nun Gerisindeyiz’

Tesla’nın Otonom Sürüş Liderinden Samimi İtiraf: ‘Waymo’nun Gerisindeyiz’

Tesla'nın kendi kendine sürüş (otonom sürüş) programının Waymo'nun "birkaç yıl" gerisinde kaldığı, ancak maliyet avantajının daha hızlı ölçeklenmesini sağlayacağına inanıldığı belirtildi.

Tesla'nın yapay zeka ve otonom sürüşten sorumlu yöneticisi, yakın zamanda verdiği samimi bir röportajda bu durumu kabul etti. Yöneticinin, Waymo'nun farklı yaklaşımından bahsederken Tesla'nın geride kaldığını açıkça ifade ettiği kaydedildi.

Röportajda Waymo ve Tesla arasındaki fark sorulduğunda, Tesla'nın yaklaşımının çok daha ucuz olduğu vurgulandı. Kalite aynıyken maliyetin mi düşük olduğu sorusuna ise evet yanıtı verildi.

Bu durum, otonom sürüş teknolojisini yakından takip edenler için sürpriz değil. Zira Waymo, yıllardır müşterilere 4. Seviye otonom sürüş deneyimi sunarken, Tesla hala sürücünün sürekli denetimini gerektiren 2. Seviye gelişmiş sürücü destek sistemleriyle sınırlı.

Bu açıklama, Tesla CEO'sunun Waymo'nun başarılarını yıllardır küçümsemesi ve otonomi konusunda kimseyi kendilerine yakın görmediğini iddia etmesi göz önüne alındığında nadir ve dikkat çekici bir itiraf niteliği taşıyor. Waymo'nun yıllardır, hatta Austin'de bile bu yılın başlarından itibaren sunduğu 4. Seviye otonom sürüş hizmetine karşılık, Tesla'nın ancak önümüzdeki ay Austin'de bu hizmeti pilot olarak sunmayı planladığı biliniyor.

Tesla araçlarının Waymo'nunkinden çok daha ucuz olduğu doğru, ancak bunun birçok sebebi var. Lidar sensörlerin maliyeti eskiden önemli bir faktördü, ancak artık o kadar büyük bir sorun değil. Gerçek maliyet farkı, Tesla'nın yılda bir milyondan fazla araç üretmesi (ölçek ekonomisi) ile Waymo'nun şimdilik yüzlerce, yakın zamanda ise birkaç bin araç üretmesi ve araçları başka üreticilerden alıp sensör kitini entegre etmesinden kaynaklanıyor. Tesla, bu ölçek ekonomisinden faydalanıyor çünkü araçları büyük çoğunluğu tam otonom sürüş paketi satın almayan (çünkü adı geçtiği işi tam yapmıyor) müşterilere satıyor.

Austin'deki pilot programda Tesla, müşterilere teslim ettiği aynı araçları kullanmayı planlıyor. Ancak coğrafi olarak belirlenmiş bir alanda çalışacak şekilde optimize edilmiş farklı bir yazılım kullanılacak ve teleoperasyonla desteklenecek. Donanımın aynı olması maliyeti düşürecek.

Filo operasyonlarının maliyetinin, araç maliyetinden çok, eğitim ve destekle, özellikle de teleoperasyon seviyesiyle ilgili olduğu düşünülüyor. Waymo'nun halihazırda çalışan bir sisteme sahip olduğu, haftada 250.000'den fazla ücretli sürüş tamamladığı, 5 pazarda faaliyet gösterdiği ve hem mevcut pazarlardaki coğrafi alanları genişlettiği hem de daha fazla araçla yeni pazarlara yayıldığı göz önüne alındığında, otonom sürüşte Waymo'nun açıkça Tesla'nın önünde olduğu görülüyor.

Tesla, ilk pazarı ve ilk 10-12 aracıyla Waymo'yu yakalamaya ancak önümüzdeki ay başlayacak. Tesla'nın Waymo'dan daha hızlı ölçeklenebileceğine dair ciddi bir kanıt henüz görünmüyor. Tek gerçek avantaj, filoda kullanılabilecek araçların mevcudiyeti; Tesla'da bu araçlardan bolca var, ancak Waymo için bu büyük bir darboğaz değil.

Tesla'nın Waymo'yu geçebilmesinin tek yolu, yıllardır vaat edildiği gibi 4. Seviye otonomiyi doğrudan müşteri filosuna sunması. Ancak bu durumun yakın zamanda gerçekleşmesi pek olası görünmüyor. Austin'deki pilot programın haritalama, coğrafi sınırlama ve yüksek seviye teleoperasyon (belki 1:1 oranında bile) sayesinde güvenli bir şekilde dağıtılabileceği tahmin ediliyor.