
Tesla’dan Şok İddialar: Autopilot Kazasında Veri Sakladı ve Polisi Yanılttı!
Tesla'nın Autopilot sistemiyle ilgili yaşanan ve büyük bir kaybıyla sonuçlanan bir ölümcül kazada, şirketin veri sakladığı, yalan söylediği ve yetkilileri yanlış yönlendirdiği iddiaları mahkeme kayıtlarıyla doğrulandı. Otomotiv devi, Autopilot'un performansıyla ilgili kritik bilgileri gizleyerek kazanın tüm sorumluluğunu sürücüye yıkmaya çalışmış.
Geçtiğimiz hafta jüri, Autopilot kaynaklı bir kazada hayatını kaybeden kişiyle ilgili davada Tesla'yı kısmen sorumlu buldu. Ancak ortaya çıkan mahkeme transkriptleri, şirketin sürücüye tüm suçu yükleme çabasında ne kadar yanıltıcı davrandığını gözler önüne seriyor. Şirket, kaza anındaki Autopilot'un performansını açıklayan kritik kanıtları adeta saklamış.
Tesla, Kaza Anı Verilerini Sakladı
Kaza gerçekleştikten yaklaşık üç dakika sonra, Tesla'nın Model S aracından bir "kaza anlık görüntüsü" (çarpışma anına ait video, CAN-bus verileri, EDR verileri vb.) Tesla'nın sunucularına yüklendi ve onay alındı. Ardından aracın yerel kopyası silindi, böylece bu verilere erişimi olan tek varlık Tesla oldu. Yıllar süren bir mücadele sonucunda Tesla, bu kaza anlık görüntüsünün varlığını ve davanın ilgili olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Polis defalarca bu kaza anlık görüntüsüne ait verileri elde etmeye çalışsa da, Tesla yetkilileri ve davacıları yıllar süren bir aldatma ve yanlış yönlendirme sürecine soktu.
Mahkeme transkriptlerindeki tüm kanıtlara göre, yaşananlar kronolojik olarak şöyle:
1 | 25 Nisan 2019 – Kaza ve Tesla'nın Yok Saydığı Anlık Yükleme
Kaza gerçekleştikten yaklaşık 3 dakika sonra, Model S araca ait sensör videosu, CAN-bus, EDR ve diğer veriler "snapshot_collision_airbag-deployment.tar" adlı tek bir dosya halinde paketlenerek Tesla'nın sunucusuna gönderildi ve yerel kopyası silindi. Bu durum, aracın dahili bilgisayarından elde edilen adli kanıtlar sayesinde ortaya çıktı.
Davacıların tuttuğu bir makine mühendisi, Autopilot ECU'sundan (bilgisayar) veri kurtarmak için çalıştığında, Tesla'nın bu "kaza anlık görüntüsüne" en başından beri sahip olduğunu ancak aracıyla olan bağını kopardığını doğruladı. Davacılar bu veriyi elde etmeye çalıştığında, Tesla mevcut olmadığını iddia etti. Mahkemede gösterilen yazılı belgeler, şirketin bu verinin mevcut olmadığı yönündeki beyanlarını kanıtladı.
2 | 23 Mayıs 2019 – Tesla Avukatı, Polis Soruşturmacısının Talep Yazısını Şekillendirdi
Olay yeri inceleme ekiplerinden bir polis memuru, kazayı yeniden yapılandırmak amacıyla Tesla'dan telemetri verilerini almak için yardım istedi. Tesla avukatı ile iletişime geçen memur, veri almak için resmi bir prosedüre (sorgu) gerek olup olmadığını sordu. Memur, Tesla'nın işbirliği yapacağına inanıyordu ancak avukat, veri toplama talebini, kaza anlık görüntüsünü içermeyen bir şekilde yönlendirdi. Tesla, polise çağrı günlükleri ve araç kullanım kılavuzu gibi bilgileri içeren eğlence odaklı verileri sağladı, ancak Autopilot ECU'sundan gelen gerçek kaza telemetrisini paylaşmadı. Oysa Tesla, bu verilere zaten bir aydan fazla süredir sahipti.
3 | Haziran 2019 – Kanıtları Bozmaya Yönelik SAHTE İşbirliği
Polis, Autopilot bilgisayarından verileri doğrudan toplamaya çalıştığında Tesla daha da yanıltıcı davrandı. Polis memuru, Tesla'dan aracı alıp incelemeye götürdü ve veri nasıl çekileceğini sordu. Tesla, bir servis teknisyeniyle görüşme ayarladı. Ancak teknisyen, verilerin "bozuk" olduğunu ve erişilemediğini iddia etti. Daha sonra yapılan incelemelerde, Tesla'nın 19 Haziran'da bilgisayarı çalıştırdığı ve verilerin erişilebilir olduğu ortaya çıktı.
4 | 2019 – 2024 – Tekrarlanan Redler ve Veri Gizleme
Yıllar boyunca polis, davacılar ve mahkemeyle yapılan tüm yazışmalarda, Tesla kazayı açıklayan verilere sahip olduğunu hiç belirtmedi. Gerçekler şunlardı:
- Tesla, kaza anından dakikalar sonra sunucularında verilere sahipti.
- Polis verileri talep ettiğinde, Tesla onları başka verilere yönlendirdi.
- Polis, bilgisayardan veri çekme konusunda yardım istediğinde, Tesla verilerin "bozuk" olduğunu iddia etti.
- Tesla, bilgisayarda verileri neden bulamadığını açıklamak için var olmayan bir "otomatik silme" özelliği uydurdu.
- Davacılar veri talep ettiğinde, Tesla verilerin mevcut olmadığını söyledi.
- Tesla, sadece verilerin oluşturulduğu ve sunucularına aktarıldığına dair adli kanıtlar sunulduğunda bu verilerin varlığını kabul etti.
5 | 2024 Sonu – Mahkeme Detaylı Veri Kopyası Emir Verdi
2024 sonlarında mahkeme, davacıların Autopilot ECU'suna erişmesi ve Tesla'nın bozuk olduğunu iddia ettiği verilere ulaşması için üçüncü taraf bir uzmana izin verdi. Mühendisler, tüm verilerin mevcut olduğunu hızla tespit etti.
6 | Şubat-Mart 2025 – Adli İnceleme Dosya Adını ve Sağlama Toplamını Ortaya Çıkardı
Autopilot ECU'sunun kopyalanmasıyla bulunan veriler, mühendisleri şaşırttı. Tesla tarafından sağlanan verilerle karşılaştırıldığında, bulunan verilerin çok daha kullanışlı olduğu, videoların daha net olduğu ve Autopilot'un kaza öncesi kararlarına ilişkin önemli uyarıların ve zaman damgalarının eksik olduğu görüldü. Ayrıca, "snapshot_collision_airbag-deployment.tar" dosyasının SHA-1 sağlama toplamı ve tam sunucu yolu gibi meta verileri de tespit edildi.
7 | Mayıs 2025 – Sunucu Kayıtları Tesla'yı Köşeye Sıkıştırdı
Yeni bulunan meta verilerle donanan davacılar, Tesla'nın AWS sunucu kayıtlarını sorgulattı. Tesla hala direniyordu ancak yaptırımlarla karşı karşıya kalınca, verilerin 25 Nisan 2019 saat 18:16'dan beri saklandığını gösteren erişim kayıtlarını sonunda üretti. Otomotiv devi, verilerin tamamına en başından beri sahip olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Davacı avukatı, Tesla'nın bu verileri kendi iç analizlerinde kullandığını ancak polis ve kurbanın ailesiyle paylaşmadığını belirtti.
8 | Temmuz 2025 Dava – Jüri Önünde Açığa Çıkan Gerçekler
Tüm bu yaşananlar jüri önüne serildi ve kararlarını etkiledi. Jüri, Tesla'nın kaza verilerini gizlemeye çalıştığına dair açık kanıtlara tanık oldu ve ardından bu verilerin neler ortaya koyduğu gösterildi. Kurtarılan veriler birkaç önemli noktayı netleştirdi:
- Autopilot aktifti.
- Araç Autosteer tarafından kontrol ediliyordu.
- Sürücüden manuel frenleme veya direksiyon müdahalesi tespit edilmedi.
- T-kesişimine yaklaşılırken ve yolunda duran bir araç varken, "Hemen Devral" uyarısının kaydı bulunmuyordu.
- Tesla sistemlerinin bu tür uyarılar verebildiği ancak bu vakada vermediği loglarla tespit edildi.
- ECU'dan alınan harita ve görüş verileri şunları gösteriyordu:
- Autopilot ECU'sundan gelen harita verileri, bölgenin "kısıtlı Autosteer bölgesi" olduğuna dair bir işaret içeriyordu.
- Buna rağmen sistem, Autopilot'un tam hızda aktif kalmasına izin verdi.
Bu durum, Tesla'nın Autopilot'u sadece otoyollar için eğitilmesine rağmen, tasarlanmadığı yollarda kullanmasına izin verdiği argümanı için kritik öneme sahipti. Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) bile Tesla'yı bu konuda uyarmıştı ancak şirket coğrafi sınırlama (geofencing) uygulamadı.
Sürücü kazadan sorumluydu ve bunu kabul etti. Autopilot'u doğru kullanmadığını ve kaza sırasında dikkatini vermediğini itiraf etti. Ancak davacıların asıl amacı, bu tür sistem kötüye kullanımlarını engellememesi nedeniyle Tesla'ya da bir pay düşmesi gerektiğini savunmaktı. Eğer Tesla, coğrafi sınırlama ve daha iyi sürücü izleme sistemleri uygulasaydı, sürücünün bu durumda Autopilot'u kullanması mümkün olmayabilirdi.
Editörün Görüşü
Tesla destekçilerinin bu davayı sadece bir çıkar peşinde koşmak olarak görmesi ve davacıları suçlaması kabul edilemez. Eğer kendi kızları bir trafik kazasında hayatını kaybetseydi, tam olarak ne olduğunu bilmek, tüm etkenleri belirlemek ve benzer trajedileri önlemek için anlamlı bir çaba göstermek isterlerdi. Bu insani bir tepkidir ve bunu anlamak için mahkemelerden geçmek gerekir.
Ayrıca, Tesla destekçilerinin kibirli tavırları da dikkat çekici. Bu davanın tüm detaylarını okumadan veya tüm kanıtları görmeden, 12 jüri üyesinden daha fazla bilgi sahibi olduklarını düşünmeleri doğru değil. Davanın temelinde, sürücüye yüklenen sorumluluğun yanı sıra, Tesla'nın Autopilot pazarlaması ve kullanımının kazaya katkısını sorgulamak yatıyordu ve jüri de bu katkıyı kabul etti.
Her iki taraf da sorumluluğun büyük kısmının sürücüde olduğu konusunda hemfikir. Sürücü dikkatsizliğini kabul etti ve davacılarla anlaştı. Ancak Autopilot'un aktif olması, Tesla'nın iddia ettiği gibi insanlardan daha güvenli olmasına rağmen kazayı önlememesi ve şirketin sistem kötüye kullanımını önlemek için coğrafi sınırlama ve sürücü izleme konusunda uyarılmasına rağmen bu önlemleri almaması da bir gerçek.
Bu davada %33'lük bir kusur oranı, bence oldukça adil bir sonuçtur.