SUV’lardan Klasiklere: Otomobilin Değerini Unutuyor Muyuz?

SUV’lardan Klasiklere: Otomobilin Değerini Unutuyor Muyuz?

Sürücüler ve otomobil tutkunları olarak, işlerin ne kadar kötü gittiğinden yakınmak için çok zaman harcıyoruz. Çukurlar mı dersiniz, geçici hız sınırları mı, yol çalışmaları mı, diğer sürücüler mi, artan maliyetler mi, yoksa üreticilerin hataları mı... Saymakla bitmeyen bir sürü konu var ve şikayet etmek çok kolay.

Ama son zamanlarda deneyimlediğim üç farklı otomobil, farklı nedenlerle yüzümde bir gülümseme yarattı. Bu bana otomobilin, şekli şemali ne olursa olsun, ne kadar harika bir 'şey' olduğunu ve sadece direksiyona geçip yola çıkabildiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha hatırlattı.

Aynı gün içinde hem güncel bir Toyota Prius'un, hem bir Ineos Grenadier'ın, hem de Toyota'nın o güzel 1985 model AE86 Corolla Coupé'sinin direksiyonuna geçtim. Aralarında pek az ortak nokta olsa da, hepsi beni çok mutlu etti.

Prius'un tasarımını ve akıllı teknolojisini beğeniyorum. Sürüşü de fena değil, hatta bu isim altında iyi bir sürüş deneyimi sunan ilk model diyebiliriz.

Daha önce direksiyonuna geçme fırsatı bulamadığım Grenadier, açıkçası düşük beklentilerime rağmen beni hoş bir şekilde şaşırttı. Karakteri çok yüksek. Gerçekten de modernleştirilmiş eski bir Land Rover Defender gibi; sürüş deneyimindeki o 'tarımsal' hissiyat gibi kusurları da barındırıyor. "Alırım" ya da "Tekrar sürmek için can atarım" diyemem ama beklediğimden daha fazla sempati duydum.

Ve sonra AE86 vardı. O dönemden iyi kondisyonda bir otomobil kullanmak gerçekten ferahlatıcı, çünkü sadeliği, minimalist kontrolleri ve sunduğu saf bağ ile günümüzde neleri kaçırdığımızı gözler önüne seriyor. Ancak aynı zamanda teknoloji, kapı panelleri gibi parçaların kalınlığı ve sağlamlığı ve otomobillerin devasa boyutları konusunda günümüzde sahip olduklarımızı da gösteriyor.

O küçük Corolla Coupé'ye bayıldım ama trafik ışıklarında etrafımda adeta dev gibi duran Nissan Juke'lar ve Ford Puma'larla -gerçekten büyük otomobilleri saymıyorum bile- çevriliyken oturmak, modern bir SUV ile ufak bir kaza bile yaşamak istemeyeceğim konusunda acı verici bir hatırlatıcı oldu. Bu, onu sevmediğim anlamına gelmiyor tabii ki.

Kısacası, sadece üç otomobilden oluşan bu küçük kesit, artan fiyatlar, elektrifikasyon veya trafik sıkışıklığı gibi konuları bir kenara bırakıp, 'sıradan' otomobilin her haliyle keyif alınacak ne kadar çok şey barındırdığını hatırlamak için güzel bir vesile oldu.