
Stellantis ve Renault Birleşme Söylentilerini Yalanladı: Dev Ortaklık Masada Değil!
Dünya otomotiv sektörünün devlerinden Stellantis, bünyesinde 14 markayı barındırarak zaten oldukça güçlü bir oyuncu konumunda. Renault da sportif markası Alpine ve uygun fiyatlı Dacia ile küçümsenmeyecek bir büyüklüğe sahip. Son dönemde ortaya çıkan birleşme iddialarına rağmen, iki şirketin güçlerini birleştirme gibi bir planı olmadığı açıklandı.
Londra'da düzenlenen 'Geleceğin Otomobili Zirvesi'nde konuşan Stellantis Yönetim Kurulu Başkanı John Elkann, konuyla ilgili çıkan haberleri net bir dille yalanlayarak, "Herhangi bir birleşmeyi görüşmüyoruz" ifadelerini kullandı.
Bu açıklama aslında sektörde pek de şaşkınlık yaratmadı. Zira Stellantis, halihazırda kendi içinde çözmesi gereken önemli konularla meşgul. Şirketin üst yönetimindeki değişiklikler ve bazı markaların beklenen satış performansının altında kalması gibi zorluklar, Stellantis'in önceliklerinin devasa bir birleşmeyi yönetmekten çok daha farklı olduğunu gösteriyor. Stellantis'in kendisi de 2021 başında FCA ve PSA gruplarının birleşmesiyle kurulmuştu. Bu bağlamda, Renault ile yeni bir büyük birleşme, mevcut yapıyı daha da karmaşık hale getirebilirdi.
Öte yandan, Renault'nun Nissan ve Mitsubishi ile olan mevcut ittifakı da olası bir Stellantis birleşmesini daha karmaşık hale getirebilecek faktörler arasındaydı. Stellantis'in zaten çok sayıda markayı yönetme yükü altında olması, Yönetim Kurulu Başkanı Elkann'ın birleşme söylentilerini reddetmesini daha anlaşılır kılıyor.
Stellantis, geçtiğimiz yılki sevkiyatlarında yaşanan düşüşün (yüzde 12) de gösterdiği gibi, ürün gamındaki geçici boşluklar nedeniyle bazı zorluklarla karşılaştı. Renault Grubu ise geçtiğimiz yıl tüm markalarında satış artışı kaydetti. Renault markası satışlarını yüzde 1.8, Dacia yüzde 2.7, Alpine ise yüzde 5.9 oranında artırmayı başardı.
Birleşme planları olmasa da, iki otomotiv devi ortak bir endişeyi paylaşıyor: Avrupa'da küçük sınıftaki otomobillerin geleceği. Hem Stellantis hem de Renault yöneticileri, giderek sıkılaşan emisyon düzenlemelerinin, benzinli küçük şehir otomobillerini karsız hale getirmesinden endişe ediyor. Bu endişe, Volkswagen Grubu gibi diğer büyük oyuncular tarafından da dile getiriliyor. Avrupa'da Ford Fiesta gibi ikonik modellerin üretiminin sonlandırılması ve Focus gibi modellerin de üretiminin yakında bitecek olması, mevzuat değişmediği takdirde daha fazla modelin pazardan çekilebileceği sinyalini veriyor.
Avrupa Birliği'nin otomobil üreticilerine 2025 hedeflerine ulaşmaları için biraz daha zaman tanımasına rağmen, kurallar 2030'a kadar daha da katılaşacak ve 2035 itibarıyla AB'de zararlı emisyonlu yeni otomobil satışı tamamen yasaklanacak. Bu durum, hem üreticileri hem de tüketicileri gelecekteki otomobil tercihleri konusunda önemli kararlar almaya zorluyor.