Sıfır Kilometre Aldığı Araç Arızalandı: ‘Bunu Ödemem!’ Diyen Vatandaşın Mücadelesi!
Sıfır otomobil alırken garanti kapsamının ne kadar güvenilir olduğu, tüketiciler için her zaman önemli bir soru işareti olmuştur. Ancak Türkiye'de bu durum, bir Amerikan vatandaşının yaşadığı olayla gündeme geldi ve sıfır kilometre araçlardaki garanti süreçleri hakkında önemli soruları beraberinde getirdi.
Adı açıklanmayan bir vatandaşımız, henüz iki hafta önce satın aldığı 'sertifikalı garantili' (certified pre-owned) olarak tabir edilen aracının yolda kaldığını ve servis süreciyle ilgili yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Bu durum, Türkiye'deki sıfır araç alıcıları için garanti kapsamının sınırları ve servis hizmetlerindeki potansiyel sorunlar hakkında önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Kısa Bir Özete Göz Atalım
Vatandaş, aracını bir bayiden teslim aldıktan kısa bir süre sonra başka bir şehirde arıza yaptığını belirtti. Araç, servise çekildi ve ilk tespitlere göre aracın şanzımanında sorun olduğu söylendi. Parça siparişi verildiği ve parçaların geldiği bilgisi kendisine iletildikten sonra, günler süren sessizlik ve çabalar sonucunda güncel bilgi alabildiğini anlattı. Bu iletişim kopukluğu, aracın sahibi için büyük bir endişe kaynağı oldu.
Ancak asıl sorun, servisin aracın aküleriyle ilgili talep ettiği ek ücret oldu. Servis, iki akünün de arızalı olduğunu ve her biri için belirli bir ücret artı işçilik talep etti. Araç sahibi, iki akünün aynı anda arızalanmasının mantıksız olduğunu savunarak bu ücreti reddetti ve servis masasından eski akülerini geri istediğini belirtti.
Bu noktada, aracın alındığı bayiden bir yetkili ile iletişime geçildi. Yetkili, sorunlu bayideki ücreti ödeyip faturayı kendisine iletmesi halinde, bu tutarı iade edeceğini söyledi. Ancak bu durum, aracın sahibi tarafından garanti kapsamının belirsizliği ve bayiler arasındaki farklı yorumlar karşısında tüketiciyi köşeye sıkıştıran daha büyük bir sorunun çözümü olarak görülmedi.
'Garantili' Programlar Gerçekten Değer mi?
Yaşanan bu olay, sektör genelinde tüketicilerin servis ve garanti süreçlerinden duyduğu memnuniyetsizliğin bir göstergesi olabilir. Global çapta yapılan araştırmalar, müşteri memnuniyetinde bir miktar toparlanma olduğunu gösterse de, servis randevularındaki uzun bekleme süreleri ve parça tedarikindeki aksaklıklar hala ciddi sorunlar olarak öne çıkıyor. Otomobil sahipleri artık ortalama olarak servis randevusu almak için günler beklemek zorunda kalabiliyor ve servis ziyaretlerinin maliyeti de artış gösteriyor.
Parça ve onarım tedarik zincirindeki baskılar, özellikle pandemi sonrası dönemden kalan etkilerle devam ediyor. Birçok servis ve bağımsız tamirci, parça bulunabilirliği, nakliye gecikmeleri ve artan maliyetlerle mücadele ediyor. Ayrıca, nitelikli teknisyen eksikliği de önemli bir problem olmaya devam ediyor. Araştırmalar, tamirhanelerin büyük bir kısmının personel sıkıntısını en önemli operasyonel zorluklardan biri olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Azalan teknisyen sayısı ve sınırlı parça stoğu, iletişim kopukluklarına yol açarak müşterileri mağdur edebiliyor.
Bir diğer önemli nokta ise, 'sertifikalı garantili' programlarının sözleşmelerindeki detaylardır. Genel olarak bu programlar, sıfır araç garanti süresini uzatan kapsamlı teminatlar sunsa da, genellikle akü, fren balataları, lastikler gibi 'bakım ve yıpranma' olarak nitelendirilen parçaları garanti kapsamı dışı bırakır. Bu, garanti kapsamının birçok açıdan cömert olsa da, her türlü mekanik veya elektrik arızasına karşı tam koruma sağlamadığı anlamına gelir.
Müşterilerle yaşanan çatışmaların çoğu da tam olarak bu dışlama noktalarında başlıyor. Vatandaşımız, aracın gösterge panelindeki kameranın kendi talimatına aykırı olarak takılı kalması nedeniyle akülerin boşaldığını ve bu durumdan servisin sorumlu olması gerektiğini savunurken, servis akülerin yıpranma payı kapsamında değerlendirildiği ve garantiye girmediğini iddia ediyor. Satış yapan bayi yöneticisinin ödeme vaadiyle durumu çözmeye çalışması, asıl sorunu yani garanti yorumlarındaki belirsizliği ortadan kaldırmıyor.
Bu talihsiz deneyim, diğer araç sahipleri için önemli bir ders niteliği taşıyor. Öncelikle, aracınızın garanti sözleşmesindeki kapsam dışı bırakılan maddeleri dikkatlice incelemeniz çok önemli. Bir aracın 'sertifikalı garantili' olması, ekstra maliyetlerden tamamen muaf olacağı anlamına gelmez. İkinci olarak, tüm görüşmelerinizde, parçaların geliş süreci, arıza tespitindeki değişiklikler veya ek ücret talepleri gibi konularda mutlaka yazılı iletişim ve belgelemeyi talep edin. Eski parçaların iadesini istemek gibi adımlar, tüketici haklarını korumak adına önerilen yöntemlerdendir. Üçüncü olarak, bir anlaşmazlık durumunda, konuyu aracı aldığınız bayinin yönetimine, üreticiye veya bir arabuluculuk hizmetine taşımanız gerekebilir. Bu vakada olduğu gibi, satış yapan bayinin bu tür bir uzlaşma teklifi, olayın daha da büyümesini engelleyebilir.
Bu tür vakaların sosyal medyada viral olması, sadece bir 'olay' olmanın ötesinde, garanti vaatleri ile gerçek servis uygulamaları arasındaki belirsizliğe ışık tutuyor. Servislerin sıkı tedarik zincirlerine, personel baskılarına ve sosyal medyayla güçlenen müşterilere adapte olmaması durumunda, bu tür hikayelerin daha sık yaşanması muhtemeldir. Günümüzde tek bir şikayetin bile hızla yayılabileceği bir ortamda, itibar riski, iyi niyet maliyetinin önüne geçebilir.