Renault’dan Retro Devrim: Rakipler Sahneye Çıkıyor!
Renault'nun sadece 12 ay gibi kısa bir sürede işlevsel bir markadan, arzu edilen kompakt otomobil liderliğine yükselişi inanılmaz. Geçtiğimiz yıl yeni Renault 5'i ilk kez kullandığımızda, onu "tarihi öncüsüne başarılı bir saygı duruşu" olarak tanımlamıştık.
Ardından, 5'in biraz daha az stilize ama daha pratik bir versiyonu olan ve kalplerimizi kazanan Renault 4 geldi. Yaz aylarında Ford Puma ile girdiği yol testinde galip gelmeyi başardı. Üretici, tüm kozlarını elektrikli modellerine yatırmak istemedi ve Eylül ayında Münih Otomobil Fuarı'nda tartışmalı benzinli Clio'yu tanıttı. Bu modeli önümüzdeki ay ilk kez kullanmak için sabırsızlanıyoruz.
Ve işte karşımızda yepyeni Renault Twingo. Orijinalini Türkiye pazarında göremedik ancak modern modelin sevimli boyutları, şirin görünümü ve retro tasarımı için gerçek bir talep olduğu görülüyor. Batarya ve güç aktarma organlarının "tam kıvamında" olan özelliklerine bir göz attığınızda, Türkiye'deki satış listelerinde üst sıralara tırmanacağı neredeyse kesin.
Şu anda Alman otomotiv devlerinin ne kadar büyük bir baskı hissettiğini hayal edebiliyorum. Muhafazakar görünümlü bir modelin, R5'ten satış çalabilmesi için olağanüstü olması gerekiyor. Diğer yandan, keskin hatlara sahip modellerin markanın yükselişini sürdürmesi umuluyor. Sadece hafif hibrit teknolojisinin mevcut modellerini dönüştürme çabasıyla yoluna devam edecek gibi görünüyor.
Bu durum, diğer büyük otomotiv grupları için de bazı soruları beraberinde getiriyor. Bir dizi aksilik ve yanlış başlangıcın ardından bu devasa markalar ivme kazanabilir mi ve bu yeni modellerin hak ettikleri pazarlama desteğini verebilir mi? Gelecek nesil süperminilerin de önemli bir iş yükünü üstlenmesi gerekecek.
Bu nedenle, hakkı teslim etmek gerek: Renault, spot ışıklarının altında olmayı hak ediyor. Şimdi tek yapması gereken, gelir getiren orta boy SUV modellerine de bu "altın dokunuşu" uygulamak. Göz doldurmayan ve yavaş satan modeller, R5'in yarattığı etkiyle dönüştürülebilir.