
Polestar Açıkladı: Elektrikli Otomobiller Ne Kadar Yeşil? İşte Karbon Ayak İzi Gerçeği!
Elektrikli otomobillerin gerçek çevresel etkileri, sıkça tartışılan ve zaman zaman yanlış bilgilerle dolu bir konu. Bu konuya şeffaflık getirmek isteyen elektrikli otomobil üreticisi Polestar, modelleri Polestar 2, Polestar 3 ve Polestar 4 için bireysel karbon ayak izi verilerini kamuoyu ile paylaşıyor.
Deloitte AB tarafından denetlenen 2024 sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan Polestar, ürettiği her otomobilin ham madde tedariği, üretim ve nakliye süreçlerindeki eşdeğer karbon emisyonlarını açıklıyor ve kullandığı bazı malzemelerin kökenini de mercek altına alıyor.
Raporun en dikkat çekici noktası, Polestar'ın 2020'de tedarik ve üretim süreçlerini denetlemeye başlamasından bu yana satılan araç başına sera gazı emisyonlarını %24,7 oranında azaltmış olması. Peki ama nasıl?
Polestar Sürdürülebilirlik Yöneticisi, her şeyin ilk Polestar 2 modelinin üretim sürecinin detaylı bir değerlendirmesiyle başladığını belirtiyor. O dönemde "üretimden fabrika çıkışına kadar" karbon ayak izi 26,1 ton CO2 eşdeğeri (tCO2e) olarak hesaplanmıştı.
Yetkili, "Emisyonların nereden kaynaklandığını öğrendik. Büyük kısmının otomobilin üretiminden, kullanılan çelik, alüminyum ve bataryalardan geldiği açıktı," diyor ve ekliyor: "Bu nedenle, yeşil enerji kullanan izabe tesislerinden alüminyum tedarik etmek, batarya, anot ve katot üretiminde yenilenebilir elektrik kullanmak ve fabrikalarımızda yenilenebilir elektrik kullanımını güvence altına almak için her yıl çalıştık. Tüm bunlar, bugüne kadarki en düşük karbon ayak izine sahip Polestar 4 modelini sunabildiğimiz noktaya gelmemizi sağladı."
Polestar 4'ün üretimden fabrika çıkışına kadar olan karbon ayak izi 21,4 tCO2e olarak açıklandı. Polestar 2'nin üretim sürecindeki iyileştirmeler ise orijinal modele kıyasla karbon etkisini tam olarak üç ton azaltarak 23,1 tCO2e'ye düşürdü.
Elektrikli Otomobilin Karbon Emisyonu Benzinliyle Nasıl Karşılaştırılır?
Polestar içten yanmalı motorlu otomobil üretmiyor, ancak 2020'de kardeş şirketi Volvo ile yaptığı çalışmada, benzinli bir Volvo XC40 üretmenin 14 ton CO2 eşdeğeri emisyona neden olduğunu hesaplamıştı. Bu rakam, Polestar 2'den yaklaşık 7,4 ton daha düşük olsa da, aracın ömrünün sonundaki geri dönüşüm sürecini de içeriyor – ki bu faktör elektrikli araç rakamlarına da dahil ediliyor.
Ancak, içten yanmalı motorlu otomobiller kullanım aşamasında atmosfere önemli miktarda karbon eklemeye devam ediyor: Volvo/Polestar hesaplamalarına göre, XC40'ın benzin tedariği ve yakılmasından kaynaklanan ek 44 ton karbon eşdeğeri emisyonu olacağı ve toplam yaşam döngüsü etkisinin 58 tCO2e'ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
Doğal olarak, elektriğin üretim şekli bir elektrikli otomobilin karbon ayak izini büyük ölçüde etkiliyor. 2020'de küresel ortalama elektrik üretim karması kullanılarak yapılan bir hesaplamaya göre, uzun menzilli, tek motorlu bir Polestar 2'nin sürüş kaynaklı eşdeğer emisyonunun yaklaşık 14 tCO2e, aracın tüm yaşam döngüsü için ise 46 tCO2e olacağı tahmin edilmişti. Eğer aracı şarj etmek için yalnızca rüzgar türbinleri tarafından üretilen elektrik kullanılsaydı, bu toplam rakam sadece 26 tCO2e'ye düşecekti.
Polestar Sürdürülebilirlik Yöneticisi, "Üretimle ilgili emisyonlar net sıfıra indirebileceğimiz bir şeyken, fosil yakıtlı bir otomobilin kullanım aşaması emisyonları asla net sıfır olamaz," diyor.
Elektrikli araç sahipleri için kilit mesaj, karbon ayak izlerini en aza indirmek için mümkün olduğunca sürdürülebilir kaynaklardan üretilmiş elektrikle araçlarını şarj etmeleri.
Bir Polestar Üretmenin Çevresel Etkisi Nedir?
Polestar ayrıca, madencilik veya üretim süreçlerinde çocuk işçiliği veya güvensiz çalışma koşulları gibi insan hakları ihlallerinin olup olmadığını anlamak için ham madde kökenlerini takip etme sorumluluğunu da üstleniyor. Şirket, maden sahalarındaki sosyal ve çevresel performansı bağımsız olarak değerlendiren Sorumlu Madencilik Güvencesi Girişimi'ne (IRMA) katılmış durumda.
Polestar; nikel, kobalt, lityum, tantal ve tungsten gibi malzemelerin kökenini izlemeye başladı ve denetlenen tedarikçilerin yüzdesi her yıl artarak Polestar 2 için %39'a, Polestar 3 için %33'e ulaştı.
En yeni model olan Polestar 4, inceleme listesine manganez, Nadir Toprak Elementleri, alüminyum (kutu ve folyo) ve bakır (folyo) ekledi ve denetlenen tedarikçilerin yüzdesi %51'e ulaştı.
Çinli otomotiv devi Geely'nin sahibi olduğu Polestar, dünyanın en büyük yenilenebilir enerji parkına sahip olmasının yanı sıra geniş bir fosil yakıtlı enerji üretim altyapısına da sahip olan Çin'de üretim yapıyor. Peki Polestar, Chengdu fabrikasında yeşil elektrik kullandığını nasıl biliyor?
Sürdürülebilirlik Yöneticisi, "Menşe garantilerine sahip olmak ve sertifikalar almak çok önemli; ödediğimizin karşılığını aldığımızdan emin olmak için sistemler kurduk," diyor. "Nerede üretim yaparsak yapalım – ki şimdi üretimimizi ABD, Kore'ye çeşitlendiriyoruz ve Polestar 7 ile Avrupa'ya geliyoruz – artık kendi sürdürülebilirlik standardımız var ve bu standardı her yerde karşılayabilmemizi sağlamak benim görevim."
Polestar, Araç Hızlarını Sınırladığı Gibi Batarya Boyutlarını da Sınırlamalı Mı?
Polestar'ın en yüksek emisyona sahip modeli, şaşırtıcı olmayan bir şekilde en büyük SUV'u olan Polestar 3. Bu model, 4.900 mm uzunluğundaki gövdesinde 111 kWh'lık devasa bir batarya barındırıyor. Doğal olarak batarya boyutu ve SUV kütlesi, uzun menzilli, çift motorlu model için 24,9 tCO2e gibi daha yüksek bir karbon ayak izine katkıda bulunuyor.
Türkiye'de ve dünyada şarj ağına olan güvensizlik nedeniyle, elektrikli araç alıcıları genellikle en büyük bataryaya sahip versiyonlara yöneliyor. Örneğin, bazı markalar daha küçük bataryalı seçenekleri pazardan çekerken, bazıları ise çevresel etkiyi azaltmak için daha küçük batarya sunduğunda (örneğin Mazda MX-30) yeterli satış başarısı yakalayamadı.
Yine de Polestar örnek olup batarya boyutlarını ve dolayısıyla dünya kaynakları üzerindeki yükünü azaltmalı mı?
Polestar Sürdürülebilirlik Yöneticisi, "600 km'nin üzerindeki menzilimizden çok memnunuz ve müşterilerimiz de öyle," diye yanıtlıyor. "Sürdürülebilirlik sorusunu boyuttan ayırmak istiyorum, çünkü geçmişte yanlış yaptığımız yer burasıydı; sürdürülebilir bir ürünün daha küçük, daha sıkıcı, biraz kaşındırıcı, muhtemelen bej olması gerektiğini düşünüyorduk!"
"Her şekil ve boyutta sürdürülebilir ürünler olmalı. Fosil yakıtlı SUV'ların yerini alabilecek elektrikli SUV'lara ihtiyacımız var, çünkü SUV isteyen tüketicilerin sesi de önemli bir talep. Polestar'ın [satılan araç başına emisyonlarda] %25'lik azalmasıyla... sadece daha küçük olup olmadığına değil, nasıl üretildiğine odaklanmanız gerektiğini gösterdik."