
Otonom Sürüş Yarışında Bomba Rapor: Tesla Gerçekten Waymo’dan İleride mi?
Otonom Sürüş Rekabetinde Tartışmalı Rapor: Veriler Gerçekten Doğru Mu?
Otomotiv dünyasının en çok konuşulan konularından biri olan otonom sürüş teknolojileri alanında yayınlanan yeni bir rapor, dikkatleri üzerine çekti. Özellikle Tesla'nın Teksas'ta yakın zamanda başlayacak 'robotaksi' hizmeti öncesinde yayınlanan bu rapor, otonom sürüş pazarının önde gelen oyuncuları Tesla ve Waymo arasındaki rekabeti farklı bir açıdan ele alıyor.
Söz konusu raporda, Tesla'nın otonom sürüş teknolojisinde Waymo gibi rakiplerine kıyasla daha avantajlı olduğu, hatta bazı verilere göre '10 kat daha güvenli' olduğu iddia ediliyor. Ancak, raporun dayandırıldığı verilerin sunuluş biçimi ciddi tartışmalara yol açtı.
Raporda kullanılan güvenlik verilerinin, farklı standartlara sahip raporlardan alındığı belirtiliyor. Özellikle Tesla'nın kendi 'Otopilot Güvenlik Raporu' ve genel ABD trafik güvenliği verileri ile Waymo'nun verilerinin karşılaştırılması, metodoloji açısından sorunlu bulunuyor.
Rapora yönelik temel eleştiriler şöyle sıralanıyor:
- Tesla'nın verileri, sürücü denetimi gerektiren Seviye 2 ADAS sistemleri (Otopilot ve FSD olarak adlandırılan) kullanılarak kat edilen tüm milleri içeriyor. Bu sistemlerde sürücüler, kazaları önlemek için sürekli olarak müdahale ediyor.
- Tesla Otopilot, genellikle kaza oranının şehiriçine göre çok daha düşük olduğu otoyollarda daha sık kullanılıyor.
- Tesla, sadece hava yastığı açılması veya emniyet kemeri ön gerdiricinin devreye girmesi gibi belirli kaza türlerini sayıyor. Küçük sürtünmeler, kaldırıma çarpma gibi birçok olay bu verilere yansımıyor, bu da kaza sayısını yapay olarak düşük gösteriyor.
- Son olarak, Tesla'nın kendi seçtiği bu sınırlı veriler, ulusal trafik güvenliği kurumlarının tüm çarpışma olaylarını (küçük olanlar dahil) içeren çok daha geniş istatistikleriyle karşılaştırılıyor.
Bu farklılıklar nedeniyle, Tesla'nın 'Otopilot teknolojisi' ile kat edilen millerdeki kaza oranını genel ABD ortalaması veya Waymo'nun verileriyle doğrudan karşılaştırmanın anlamlı olmadığı savunuluyor.
Rapordaki bir diğer eleştiri konusu ise kat edilen mil (sürüş mesafesi) verilerinin karşılaştırılması. Raporda Tesla için milyarlarca, Waymo için ise çok daha az (milyonlar seviyesinde) milden bahsediliyor. Ancak, bu karşılaştırmada da metodoloji farklılıkları dikkat çekiyor.
Tesla'nın milyarlarca mil verisi, genellikle müşteri araçlarının 'denetimli' FSD kullanımıyla ilgili. Yani bu millerde sürücüler sürekli olarak direksiyon başındadır ve gerektiğinde müdahale eder. Waymo'nun milleri ise büyük ölçüde 'sürücüsüz' (rider-only) ticari operasyonlardan geliyor. Bu iki veri setini doğrudan karşılaştırmak, otonom sürüş olgunluğu hakkında doğru bir fikir vermez.
Gerçek anlamda sürücüsüz olarak ticari operasyon yürüten Waymo'nun toplam mil verisi, raporda belirtilenden çok daha yüksek olabilirken, Tesla'nın gerçek anlamda 'sürücüsüz' (denetimsiz) olarak kat ettiği mil sayısı ise henüz çok azdır, hatta yeni başlamıştır.
Raporun bir başka argümanı, Tesla araçlarının Waymo'ya göre daha uygun maliyetli olması. Ancak eleştirilere göre, maliyet karşılaştırması yapmak için önce araçların gerçekten otonom olduğunu kanıtlaması gerekir. Henüz sürücü denetimi veya uzaktan müdahale (teleoperasyon) gerektiren sistemler için maliyet avantajı argümanı tam anlamıyla geçerli değildir.
Özetle, bazı analizlere göre, söz konusu raporun otonom sürüş alanındaki rekabete dair sunduğu tablonun, kullanılan veri ve metodoloji farklılıkları nedeniyle yanıltıcı olduğu düşünülüyor. Özellikle Tesla'nın yaklaşan 'robotaksi' lansmanı öncesinde bu tür bir raporun yayınlanması, sektörde farklı yorumlara neden oldu.