Nissan Juke’un Gizli Teknolojisi Ortaya Çıktı: Bu Özellik Neden Daha Fazla Kullanılmadı?

Nissan Juke’un Gizli Teknolojisi Ortaya Çıktı: Bu Özellik Neden Daha Fazla Kullanılmadı?

Otomotiv dünyasında sürprizler bitmiyor! Nissan Juke'un iklimlendirme ekranının aniden tork göstergelerine ve sürüş modlarına dönüşebilmesi, teknoloji meraklılarını şaşırttı. Sosyal medyada viral olan bir video, bu yenilikçi özelliğin neden daha fazla Nissan modelinde kullanılmadığı sorusunu akıllara getirdi.

Videoda, bir Nissan teknisyeni, Juke'un hem iklimlendirme hem de sürüş performansı ayarları için kullanılabilen çift fonksiyonlu ekranına dikkat çekiyor. Tuşa basıldığında, ekranın rengi ve gösterdiği bilgiler tamamen değişerek sürücüye motor performansı hakkında detaylı veriler sunuyor.

Teknisyen, "Bu ekranın çift işlevli olması gerçekten harika. Sadece arka ışığın rengini değiştirerek gösterdiği şeyi değiştiriyor," diyor. "D-Mode" tuşuna basıldığında, tanıdık iklimlendirme menüsü yerini motor verilerini gösteren canlı bir gösterge paneline bırakıyor. Bu moddayken, daha önce fan hızı veya hava sıcaklığı ayarları olarak görünen kontroller, turbo basıncı, tork eğrileri veya verimlilik grafikleri gibi göstergelere dönüşüyor. İklimlendirme tuşuna tekrar basıldığında ise arayüz eski haline dönüyor. Tüm arayüz, düğme etiketleri ve arka aydınlatma dahil olmak üzere yeni fonksiyona göre yeniden kalibre oluyor.

I-CON Teknolojisi Nedir?

Bu özellik, Nissan'ın Entegre Kontrol (I-CON) sisteminin bir parçası olarak sunuluyor. Sistem, iklimlendirme kontrolünü ve sürüş modu seçimini tek bir modüler ünitede birleştiriyor. Juke'un incelemelerinde bu sistemin yaratıcılığı sıkça övgü alıyor. Örneğin, bir incelemede "çift amaçlı düğmelerin, ekran iklimlendirme veya araç dinamikleri modundayken farklı etiketlerle parladığı" belirtiliyor.

Son dönemdeki tartışmalarda ve forumlardaki derinlemesine incelemelerde, birçok Juke sahibi, I-CON arayüzünün iklimlendirme ve performans görünümü arasında ne kadar sorunsuz geçiş yaptığına hala hayran kalıyor. Nissan'ın güncel Juke modelleri, özellikle yeni hibrit versiyonları, daha geleneksel dijital ekranlara yönelmiş olsa da, I-CON'un mirası, erken dönemdeki bu eşsiz gösterge paneli polimorfizminin benzersiz bir örneği olarak kalmaya devam ediyor.

Ancak, bu özelliğin her Juke'ta bulunmadığını da belirtmek gerekiyor. Bazı sahiplerin belirttiğine göre, giriş seviyesi veya daha uygun fiyatlı donanım paketlerinde analog iklimlendirme kontrolleri yer alıyordu. Bir kullanıcı, "Birkaç gün önce farklı birinde gördüm ama bu özellik yoktu," derken, başkaları "Bu özellik sadece I-CON sistemli opsiyonla geliyordu. Bazı SV, bazı SL ve Nismo ve Nismo RS modellerinde standarttı," şeklinde düzeltmelerde bulundu. Bu durum, I-CON sisteminin tüm Juke modellerinde standart bir özellik olmak yerine, donanım paketine bağlı bir özellik olduğunu gösteren belgelerle de uyumlu.

Videoya gelen izleyici tepkileri ise sevgi, nostalji ve alaycı şüpheciliğin bir karışımı şeklinde. Bir kullanıcı, "Nissan çok garip, iyi özellikleri rastgele arabalara veriyor ama diğer modellerine vermiyor," diye yakındı. Başka bir kullanıcı ise esprili bir dille, "Sanırım yolda kaldığında oynamak için eğlenceli bir özellik, çünkü şanzımanı kendini yok etti," yorumunu yaptı. Juke'un bilinen mekanik sorunlarına atıfta bulunan bir yorumda ise, "Benimkinin turbosu patladı… bu arabayı almayın," yazıldı. Bir başka kullanıcı da, "Bazıları şanzımanın kendi kendini şakayla karıştırdığını söyleyebilir," diyerek kelime oyunu yaptı.

Amerika Pazarı İçin Fazla Sıradışı Mıydı?

Bu farklı yorumlar, Juke'un genel olarak bilinen itibarını yansıtıyor. 2011 model yılından bu yana piyasaya sürülen Juke, görsel olarak cesur olduğu kadar kutuplaştırıcı bir model oldu. Bazıları tarafından taze ve tuhaf bir kompakt crossover olarak övülürken, diğerleri tarafından tasarımı ve tavizleri nedeniyle eleştirildi. İlk nesil Juke Avrupa'da iyi satmasına rağmen, ABD pazarındaki talep 2015 yılına kadar keskin bir düşüş gösterdi ve sonunda Nissan'ın 2017 model yılından sonra Amerika pazarından çekilmesine yol açtı. O son yılda, ABD satışları bir önceki yıla göre %48 düşerek 10.000 adedin biraz üzerine geriledi.

Sorunlardan biri, Juke'un eksantrik tasarımının geniş kitlelere ulaşan çekiciliğini sınırlamasıydı. Amerikalılar genellikle arka koltukların dar ve tavan yüksekliğinin yetersiz olmasından şikayetçiydiler; bu endişeler Avrupalı müşteriler için daha az kritikti. Ancak Juke denizaşırı pazarlarda varlığını sürdürdü ve Nissan onu geliştirmeye devam etti. Bu modelden doğan çok fonksiyonlu dokunmatik yüzeyler gibi cesur fikirlerin bazıları, Nissan'ın sonraki crossover ve elektrikli araçlarının felsefesine yön verdi.

Döneminin bağlamında, I-CON sistemi, sınırlı gösterge paneli alanına daha fazla yetenek sığdırmanın yaratıcı bir yoluydu. Sürücüye ayrı bir iklimlendirme arayüzü ve bir sürüş modu kontrolü sağlamak yerine, Nissan bunları tek bir dinamik modülde birleştirdi.

Bu yaklaşımın bazı dezavantajları da vardı. Bir yayın, I-CON'un alçak konumunun, sürücülerin klima ayarlarını mı yoksa Sport modu geçişini mi kontrol ettiklerini ayırt etmeye çalışırken dikkatlerini dağıtabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Bugün, bu küçük özellik, ABD'de üretimi durdurulan bir otomobilin daha fütüristik görünümlü özelliklerinden biri olarak öne çıkıyor. TikTok aracılığıyla yeniden keşfedilmesi, gizli bir Paskalya yumurtasının yeniden yüzeye çıkması gibi hissettiriyor ve bir zamanlar tuhaf olarak görülen arabaların bile gözden kaçırılmaması gereken hikayeleri olduğunu hatırlatıyor.

Sonuç olarak, akıllarda şu soru kalıyor: Bu akıllı arayüz, Juke'un kutuplaştırıcı dış tasarımını ve mekanik sorunlarını telafi etmeye yetti mi? Muhtemelen piyasada pek değil. Ancak onu yolda gören meraklılar ve yoldan geçenler için, göz önünde saklanan küçük, şaşırtıcı bir teknoloji tiyatrosu anı niteliğinde.

Bir sosyal medya mesajı aracılığıyla, teknisyen bu özelliğin Juke'lar hakkındaki en havalı bilinmeyen özelliklerden biri olduğunu belirtti. Ayrıca, tork yönlendirmeli dört tekerlekten çekiş sisteminin de oldukça havalı olduğunu, torku sadece ön ve arka akslara bölmek yerine dört tekerleğin her birine ayrı ayrı dağıtma yeteneğine sahip olduğunu ekledi.