Mercedes’ten Avrupa’ya Çağrı: “Yol Ayrımındayız, Benzinli Motorları Yasaklamak Tek Çözüm Değil!”

Mercedes’ten Avrupa’ya Çağrı: “Yol Ayrımındayız, Benzinli Motorları Yasaklamak Tek Çözüm Değil!”

Mercedes'in CEO'su, Avrupa otomotiv sektörünün geleceği hakkında yaptığı çarpıcı açıklamalardan kısa bir süre sonra, bu kez de Benzinli Motor Yasası'na karşı sesini yükseltti. Avrupa'da otomotiv üreticileri birliğinin (ACEA) başkanı olarak da görev yapan Mercedes CEO'su, Avrupa Komisyonu Başkanı'na gönderdiği açık mektupta, 2035'te yürürlüğe girmesi beklenen yeni benzinli ve dizel otomobil satış yasaklarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. CEO, küresel ölçekte yaşanan değişimlerin, bu yasağın ilk duyurulduğu zamankinden çok farklı bir tablo çizdiğini vurguladı.

CEO, Avrupa'nın sadece yeni benzinli araçların yasaklanmasıyla karbondan arınma hedefine ulaşabileceği düşüncesinin 'dar bir varsayım' olduğunu savundu. Otomotiv tedarikçileri birliği (CLEPA) başkanı ile birlikte imzalanan mektupta, yasağın 'katı otomobil ve van CO2 hedeflerini' eleştiren CEO, sadece dokuz yıl içinde %0 emisyona ulaşmanın 'artık mümkün olmadığını' ifade etti.

Ancak CEO, bu konuda bir 'fırsat penceresi' olduğunu da belirtti. Önümüzdeki ay yapılacak bir stratejik diyalogda konunun ele alınacağını ve yasağın yeniden değerlendirilerek ertelenme ihtimali olduğunu söyledi. ACEA bünyesindeki otomobil üreticilerinin 2050 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdüne bağlı kaldıklarını, ancak 2035'te içten yanmalı motorların tamamen kaldırılmasının 'erken bir adım' olacağını savundular.

Bu görüşe katılmayanlar da var. Kia Avrupa Başkanı, bu tür bir karardan vazgeçilmesinin kendileri için 'maliyeti yüksek' olacağını ve elektrikli otomobil lansmanlarını yavaşlatarak benzinli modelleri hayatta tutmaya çalışmanın kârlılıklarını olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Avrupa Birliği, daha önce 2035 yasağını teyit etmiş olsa da, otomobil üreticilerine bir miktar esneklik tanıdı. 2025'ten itibaren geçerli olacak CO2 hedefleri, artık yıl sonu itibarıyla sıkı bir şekilde karşılanmak zorunda olmayacak. Bunun yerine, üreticiler yıllık limitlere ulaşmak yerine 2025-2027 dönemindeki emisyonları ortalamaya tabi tutabilecekler. Ancak bu esnekliğe rağmen, 2025-2029 dönemi için yeni hedefler, 2021-2024 dönemine göre %15 daha düşük olacak ve filoların ortalama 93.6 g/km emisyona ulaşması gerekecek. 2030-2034 arasında ise bu hedef 49.5 g/km'ye, 2035'ten itibaren ise 0 g/km'ye düşecek.

Bu sıkılaşan hedefler, sektörde ciddi sorunlara yol açıyor. Bir üretici, yalnızca mevzuata uyum sağlamak için mühendislik departmanlarının zamanının %25'inin harcandığını ve bu süreçte 'değer katılan bir iş yapılmadığını' ifade ediyor.

2035 yasağının kaderi, Avrupa Birliği'nin 27 üye ülkesinin çok ötesinde küresel sonuçlar doğuracaktır. Önemli bir pazarda otomobil üreticilerini içten yanmalı motor satışlarından vazgeçmeye zorlamak, küresel ürün stratejilerini yeniden şekillendirebilir. Ölçek ekonomileri ciddi şekilde etkilenebilir ve bazı benzinli modellerin üretiminin kârsız hale gelmesine, hatta markaların bu modelleri tamamen durdurmasına neden olabilir.