
Mercedes’ Vision V Konsepti: Tekerlekli Özel Jet!
Mercedes'in merakla beklenen elektrikli van konsepti Vision V, Amerika'daki tanıtımı öncesinde şimdiden heyecan yarattı. Uçak içi konforunu aratmayan, tam 65 inçlik dev ekranıyla dikkat çeken bu konsept, adeta bir özel jet deneyimini tekerleklere taşıyor.
Daha önce Şanghay'da görücüye çıkan Vision V, şimdi ilk kez Amerika topraklarına ayak bastı. Los Angeles'ta düzenlenen etkinlikte yakından incelenen bu ultra lüks konsept, Mercedes'in yeni nesil elektrikli van modellerinin (VAN.EA mimarisi üzerine inşa edilecek) neler sunabileceğine dair ipuçları veriyor. Mercedes yetkilileri, bu aracın sadece bir van değil, aynı zamanda bir "büyük limuzin" olarak konumlandırıldığını vurguluyor.
Bu sadece bir konsept olsa da, Mercedes'in 2026 yılından itibaren yollara çıkarması beklenen VLS modelinde sunabileceği lüks donanımlara dair bir fikir veriyor. Ayrıca daha az gösterişli bir VLE modeli de bekleniyor. Kamuflajlı prototipleri daha önce görüntülenen VLE'nin, bu konseptteki gibi zarif bir tasarıma sahip olması muhtemel.
Mercedes Vision V Dış Tasarımı: Oldukça Parlak Bir Duruş
Bu araca ilk baktığınızda ilk dikkati çeken şey, olağanüstü parlaklığı oluyor. Konsept otomobillerden bekleneceği üzere, kusursuz bir görünüme sahip olan Vision V'nin krom detayları da bu parlaklığı pekiştiriyor. Özellikle yeni GLC EV'nin ışıklı ön paneliyle aynı gün tanıtılması, otomobil dünyasına yepyeni bir estetik anlayış getirmiş oldu. Vision V'nin büyük krom ön paneli, LED aydınlatmalarla çevrili.
Yüksek güneş ışığına rağmen LED farlar ve Mercedes logosu ile jantlardaki yüzlerce LED elemanı fark edilebiliyor. Bu aydınlatma sistemi, araca yaklaşırken bir animasyonla karşılama yapabiliyor ve örneğin şarj durumunu göstermek gibi farklı iletişim fonksiyonları da üstlenebiliyor.
Jantlar da yoğun krom kaplamaya sahip olsa da, Mercedes bu 24 inçlik devasa jantların üretim modelinde yer almayacağını belirtti. Nihai versiyonda daha standart jantlar göreceğiz.
Ön çamurluklardaki aerodinamik geçişler, tekerlek yuvalarından kaynaklanan türbülansı azaltmaya yönelik bir tasarım. Bu, büyük ve kutu şeklinde bir araç olan van'lar için aerodinamik geliştirmelerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
B sütununda görülebilen ekran ise parlak güneş ışığı nedeniyle net olarak seçilemedi. Bu sütunun üst kısmı da kromla kaplı olduğu için, aracın gölge tarafında bile ekrandan çok kendi yansımamızı görebiliyorduk.
Arka kısımda, kısmen dairesel desenlerle gizlenmiş bir arka camı çevreleyen daha fazla LED aydınlatma bulunuyor. Fotoğrafta görülen küçük yan aynaların ise yasal düzenlemeler nedeniyle üretim modelinde daha geleneksel boyutlarda olması bekleniyor.
Genel olarak dış tasarım, daha önce gördüğümüz kamuflajlı prototiplere çok benzemiyor gibi görünse de, yakın incelemeler benzerlikleri ortaya koyuyor. Kamuflaj, aracın genel hatlarını gizlemeye yönelik tasarlanmış olsa da, ön paneli, tekerlek geçişleri ve C sütununun arkasındaki eğimli arka cam gibi detaylarda benzerlikler gözlemleniyor. Farlar ve genel gövde şekli farklı olsa da, bu farklılıklar kamuflajın gizleyici etkisiyle açıklanabilir.
Tavan kısmında ise Mercedes, 168 hücreli verimli bir güneş paneli kullanmış. Bu sistem günde ortalama 2.08 kWh enerji üretebiliyor. Mercedes'in belirttiği 15.5 kWh/100km tüketim verilerine göre bu, yılda ortalama 3.000 mil (yaklaşık 4.800 km) menzil anlamına geliyor. Bu da günlük kullanım için yeterli olabilecek bir miktar, ancak aracın muhtemelen kapalı otoparklarda kalacağını düşünürsek, bu özelliğin etkisi sınırlı kalabilir.
İç mekana gelince, Mercedes bu konseptte 8 koltuklu bir yolcu taşımacılığından, 4 koltuklu "büyük limuzin" konseptine kadar farklı oturma düzenleri sunuyor.
Mercedes Vision V İç Mekan: Tekerlekli Bir Özel Jet Gibi
Tanıtılan Vision V konsepti, iki adet arkaya konumlandırılmış koltukla tamamen lüks odaklı bir iç mekana sahip. Ön koltuklar arasında, aracın genişliği boyunca uzanan büyük bir ekran bulunuyor. Ön taraftaki bu alan, aracın ön camına doğru uzanan ve kaput tasarımına entegre edilmiş iki garip görünümlü destekle tamamlanmış.
Ancak ön koltuklar buradaki asıl ilgi odağı değil. Bu bir "büyük limuzin" ve sizin aracı kendiniz kullanmanızdan çok, şoförlü bir deneyim yaşamanız amaçlanıyor.
Arka bölüme geçtiğinizde, otomatik açılan yan kapı ve içeri girmeyi kolaylaştıran geri çekilebilir bir basamak sizi karşılıyor. Burada, geniş bacak mesafesine sahip, lüks detaylarla bezeli iki adet arka koltuk bulunuyor. İncelememiz boyunca arka koltuklara odaklanıldı; bu koltukların yatırılıp düzleştirilebildiği belirtiliyor ancak deneme fırsatı bulunamadı.
İç mekanda her yer beyaz Nappa deri ile kaplanmış. Koltuklar oldukça şık görünüyor ve kısa süreli denemelerde konforlu hissettiriyor, ancak üretimde güvenlik standartları nedeniyle değişiklik gösterecekleri tahmin ediliyor.
Arka koltuklarda otururken adeta kendi özel bölmenizdesiniz hissi veriyor. Aracın tüm camları karartılmış ve sürücü ile yolcuları ayıran bir cam bölme bulunuyor. Bu ara bölme, tam gizlilik için opak hale getirilebiliyor.
Arka koltuk konforu, bu aracın ana odağı. Salon tarzı bir oturma alanı, 42 adet Dolby Atmos destekli hoparlör, ambiyans aydınlatması ve yerin içinden yükselen 65 inçlik dev ekranın yanı sıra 7 adet projektörle desteklenen bir "360 derece deneyim" sunuyor. Projektörler, ekranın sınırlarını aşarak daha geniş bir dijital deneyim yaratıyor. Bu sistem, eğlence, dinlenme, çalışma, oyun, alışveriş, keşif ve karaoke gibi "yedi farklı deneyim dünyası" sunuyor.
Mercedes, aracın farklı modlarına dair kısa bir demo gösterdi. Ancak Dolby Atmos ses sisteminin telefon mikrofonuna yansıtılamayacağını belirtmek gerek.
Araç çevresini iç mekan camlarına ve ana ekrana yansıtarak çevreyi görmeyi sağlayan "keşif" modu denenemedi. Bu mod, aslında pencerelerin zaten yaptığı işi, stereoskopik 3D olarak yeniden oluşturuyor ve aracın bataryasını kullanmadan uzun süre çalışabiliyor.
Film, oyun ve hatta görüntülü görüşmeler için kullanılan bu devasa ekrana ek olarak, bazı analog eğlence seçenekleri de mevcut. Arka koltukların arasında, üzerinde satranç tahtası olarak da kullanılabilecek bir masa açılıyor. Yan duvarda bulunan bir dolapta ise tam bir satranç takımı yer alıyor. Bir başka dolapta da içecek seti bulunuyor.
Mercedes, özel jet veya helikopterle kısa mesafeli seyahat eden yüksek gelirli müşterilerin, Vision V'nin arka koltuk deneyimiyle benzer veya daha üstün bir konfor yaşayabileceğini, havaalanı stresi, yakıt ve emisyon gibi sorunlarla uğraşmadan bu deneyimi elde edebileceğini belirtiyor.
Diğer Teknik Özellikler Hakkında Bildiklerimiz
Mercedes, bu vanın WLTP standartlarına göre 500 km (310 mil) menzile sahip olacağını açıkladı. Amerika'daki EPA standartlarına göre bu rakamın yaklaşık 250-270 mil civarında olacağı tahmin ediliyor. Mercedes, kısa süre önce Stuttgart'tan Roma'ya 1.090 km (677 mil) yolculukta sadece iki kez 15 dakikalık şarj molası vererek bu aracın şarj kolaylığını kanıtlamış oldu.
Bunların dışında, güç aktarma organlarıyla ilgili detaylı bilgiler henüz paylaşılmadı. Tek ve çift motor seçenekleri, 22kW'lık bir şarj cihazı ve arka aks yönlendirmesi gibi özelliklerden bahsedildi.
Ancak bu bir konsept araç ve üretim versiyonu olan VLE ve VLS modelleri gelecek yıl tanıtıldığında daha fazla teknik detayın paylaşılması bekleniyor. Mercedes'in isimlendirme stratejisine uygun olarak VLE'nin aile odaklı, VLS'in ise VIP odaklı olması bekleniyor. Her iki modelde de farklı koltuk seçenekleri sunulacağı tahmin ediliyor, ancak gerçek VIP deneyiminin VLS modelinde olacağı öngörülüyor.
Mercedes, aracın içten yanmalı motorlu versiyonlarını da sunacağını belirtti. Ancak bu alanda, küresel ısınma göz önüne alındığında, içten yanmalı motorların artık gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Özellikle ultra VIP deneyimi arayan birinin, motor gürültüsü ve yakıt istasyonu duraklamaları yerine evde şarj edebileceği elektrikli bir aracı tercih etmesi daha mantıklı.
Mercedes, Vision V konseptini önümüzdeki haftalarda Amerika genelinde sergilemeye devam edecek. Bu kapsamda ilk durak olarak Monterey Otomobil Haftası'nda yer alacak.
Otomobil Haberleri Yorumu
Amerikalıların artık neredeyse hiç minivan satın almadığı biliniyor. Ancak, otomobil ve özellikle elektrikli araç pazarı için çok daha büyük bir pazar olan Çin'de, vanlar popüler ve lüks araçlar olarak görülüyor. Peki bir otomobil üreticisi ne yapmalı? Görünüşe göre, bu araçlara farklı isimler verip Avrupa ve Amerika pazarlarına sunmak en mantıklı strateji. Mercedes, bu mimariyi "VAN.EA" olarak adlandırsa da, konsept için MPV veya "büyük limuzin" gibi ifadeler kullanmaktan çekinmiyor.
Vanların yeniden bir "trend" haline gelmesi, son birkaç yıldır popüler olan devasa 3 sıralı SUV'ların yerini alabilecek yeni bir segmentin doğabileceğine işaret ediyor. Şu anda Amerika'da satışta olan tek elektrikli tüketici vanı, VW'nin ikonik VW vanının modern yorumu olan ID.Buzz. Ancak Kia PV5 ve Faraday Future FX Super One gibi yeni elektrikli van modelleri de yollara çıkmaya hazırlanıyor.
Mercedes'in stratejisi ile Faraday Future'ınki arasında ilginç benzerlikler bulunuyor. Her iki marka da, Çin'deki özel üreticilerin minivanları süper lüks koltuklarla donatma trendinden ilham almış gibi görünüyor.
Buradaki en ilginç soru şu: Otomobil üreticileri Amerikalıları minivanların cool olduğuna ikna edebilecek mi? Çünkü bu, Çin'de popüler olan modelleri küresel pazarlara sunmak anlamına geliyor. Ve Mercedes Vision V gibi ultra lüks bir araç, oldukça yüksek kar marjları sağlayabilir.
Ancak bu yolculuğun zorlu olacağı düşünülüyor. Amerikalılar, otomobil şirketlerinin kendilerine dayattığı "SUV virüsü"ne yakalanmış durumda. Şirketler, daha küçük modelleri sunmaktan kaçınıyor ve insanları sadece SUV ve kamyonet seçenekleriyle sınırlıyor.
Bu van, boyut sorununu çözmeyecek olsa da, Amerikalıların dünyada başka araç tiplerinin de olduğunu görmesini sağlayabilir ve belki de tarifeler nedeniyle mahrum bırakıldığımız "havalı" araçlara karşı bir farkındalık yaratabilir.
Tarifeler, kendini geliştirmeyi reddeden bir sektörü koruyor ve bu durum, otomotiv sektörünün geri kalmasına neden oluyor. Belki de dışarıdan gelen bir "farklılık", sektöre bir uyanış getirebilir. Bu, ihtiyacımız olan uygun fiyatlı küçük araçlar yerine, büyük ve ultra lüks bir van formunda bile olsa.
Üretim versiyonları olan VLE ve VLS'in nasıl olacağını ise zaman gösterecek. VLS, hedef kitlesi göz önüne alındığında büyük sayılarda satılmak zorunda olmayacak ve rakiplerine kıyasla birçok avantaj sunabilir. Ancak Amerika'daki zenginlerin bile genellikle kişisel şoförleri olmaması, özellikle Çinli zengin tüketicilere kıyasla pazarın daha sınırlı olacağı anlamına geliyor.
VLE ise daha ilginç olabilir, çünkü anlamlı satışlar yapabileceği bir segmente hitap edebilir. En azından, eğer Amerikalıları tekrar minivan almaya ikna edebilirlerse.