Manuel Şanzımana Veda Mı Ediyoruz? Hyundai’den Çarpıcı Açıklama!

Manuel Şanzımana Veda Mı Ediyoruz? Hyundai’den Çarpıcı Açıklama!

Otomobil tutkunlarının vazgeçilmezi sayılan, sürüş keyfini doruklara taşıdığına inanılan manuel şanzımanlar, ne yazık ki modern otomotiv dünyasında yavaş yavaş tarihe karışıyor. Sürücülerin kendi viteslerini değiştirmesi sanatı, üçüncü pedalın otomobillerden kalkmasıyla birlikte gün geçtikçe unutulmaya yüz tutuyor.

Otomatik şanzımanların sunduğu konfor inkar edilemez bir gerçek. Ancak manuel viteslerin ortadan kalkmasının tek nedeni bu değil. Gelişen sürücü destek sistemlerinin büyük çoğunluğu otomatik şanzımanlarla entegre çalışacak şekilde tasarlanıyor. İki farklı şanzıman tipiyle araç mühendisliği yapmak, maliyetleri artırıyor ve manuel vites tercihlerinin düşmeye devam etmesiyle bu maliyetleri geri kazanmak zorlaşıyor. Ayrıca, modern otomatik şanzımanlar manuel alternatiflerine göre daha verimli olduğundan, emisyon düzenlemeleri de bu dönüşümde önemli bir rol oynuyor.

Manuel şanzımanların kaderini belirleyen asıl neden ise azalan talep. Eğer daha fazla insan üç pedallı araçları tercih etseydi, otomobil üreticileri bu engelleri aşmaya daha istekli olabilirdi. Ancak durum böyle değil ve performans modellerinin sayısının azalması, elektrikli araçların yükselişi göz önüne alındığında, manuel viteslerin geleceği daha da belirsizleşiyor. Hatta, önde gelen bir otomobil üreticisinin Avrupa'daki bir yöneticisi, son dönemde yaptığı bir açıklamada, “Artık kimse manuel vites istemiyor” diyerek sektördeki bu değişimi çarpıcı bir şekilde özetledi.

Bu açıklama aşırıya kaçmış gibi görünse de, manuel viteslerin gerçekten de tükenen bir nesil olduğu, sadece birkaç otomobil tutkununun bu 'kendin yap' vites kutusuna sıkıca tutunduğu bir gerçek. Örneğin, global satış verileri incelendiğinde, popüler bir spor sedan modelinin satışlarında manuel şanzıman tercih oranının yalnızca %30 civarında kaldığı görülüyor. Geri kalan alıcıların büyük bir kısmı çift kavramalı, sekiz ileri otomatik şanzımanı tercih ediyor.

Sadece manuel vitesler değil, alışkanlıklarımız da değişiyor. Bazı sektör temsilcilerine göre, alıcılar artık manuel el freni veya analog göstergeler de istemiyor. Bu durum, muhtemelen 40 yaş altı çoğu müşteri için geçerli. Geleneksel el freni kolunu çekmek ve gerçek ibrelerin olduğu bir gösterge paneline bakmak isteyenler ise daha çok deneyimli sürücülerden oluşuyor.

Elbette istisnalar var ancak genel eğilim oldukça net. Yeni bir otomobilin elektronik el freni, tamamen dijital gösterge paneli ve otomatik şanzımanla gelmesi artık neredeyse standart. Seçenek listesini basitleştirmek, araçların geliştirme ve üretim maliyetlerini düşürdüğü için maliyet de önemli bir faktör.

Aynı yönetici, içten yanmalı motorlu spor otomobillerin düşüşüne üzülmememiz gerektiğini de belirtiyor. Kendisine göre, eski tip içten yanmalı motorlu spor araçlar, modern elektrikli performans modellerine kıyasla 'hayal kırıklığıydı'. Elektrikli araçların 10 yılda, benzinli araçların bir yüzyılda katettiği kadar yol kat ettiğini iddia ediyor. Hatta hoparlörlerden yayılan yapay motor seslerinin, içten yanmalı motorların kükremesine iyi bir alternatif olduğunu ekliyor.

Bu ifadelerin çoğuyla aynı fikirde olmamanız oldukça doğal, ancak genel perspektifi değerlendirmemiz gerekiyor. Muhtemelen bir otomobil tutkunusunuz, ancak çoğu insan otomobil fanatiği değil. Otomobil üreticileri, sadece birkaç kişinin satın alacağı özelliklere yatırım yapmak istemiyor. Bu, finansal olarak sürdürülebilir değil. Giderek dijitalleşen ve maliyet bilincinin arttığı bir endüstride, manuel şanzımanlar, varlıklarını sürdürmeleri için çok az kişi tarafından takdir edilen 'kalıntılara' dönüşmüş durumda. Hatta sektörün önde gelen bir markası, manuel vites isteyenlere 'ikinci el araçlara yönelin' tavsiyesinde bulunmuştu bile.