
Kia’nın Büyük Endişesi: Çok Benzinli Satmak Ceza, Çok Elektrikli Satmak Kâr Kaybı Demek!
Günümüzde otomobil satışı, özellikle Avrupa pazarında, hassas bir denge gerektiriyor. Bir yanda, içten yanmalı motora sahip (benzinli/dizel) araçlar hala alıcıların öncelikli tercihi olmaya devam ediyor. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre, yılın ilk dört ayında Avrupa Birliği'nde elektrikli araçların pazar payı sadece %15,3 seviyesindeydi.
Diğer yanda ise, giderek sıkılaşan yasal düzenlemeler, otomobil üreticilerini elektrikli araçlara geçişi hızlandırmaya zorluyor. İşte tam da bu noktada büyük bir ikilem ortaya çıkıyor.
Kia, hem içten yanmalı motorlu araçlara hem de elektrikli araçlara aşırı ağırlık vermekten kaçınmaları gerektiğini belirtiyor. Şirket yetkililerine göre, bu dengeyi iyi kuramazlarsa işler ters tepebilir. İçten yanmalı motorlu araçlara çok fazla yaslanılması durumunda CO₂ emisyon hedeflerine ulaşılamama riski ve bunun sonucunda yüklü cezalar ödeme tehlikesi bulunuyor.
Tam tersine, elektrikli araç satışlarını çok fazla zorlamak ise kâr marjlarını olumsuz etkiliyor. Çünkü elektrikli araçlar, yüksek batarya maliyetleri gibi nedenlerle hala içten yanmalı motorlu modeller kadar kârlı değil.
Avrupa Birliği'nin giderek katılaşan emisyon düzenlemeleriyle otomobil sektörünü köşeye sıkıştırdığı bir sır değil. Bazı büyük üreticiler, 2025'te yeni hedefleri aşmaları durumunda milyarlarca avro ceza ödeme olasılığından endişe duyduklarını daha önce belirtmişlerdi. AB, üreticilere bu hedeflere ulaşmaları için 2025-2027 dönemini filo ortalaması olarak hesaplama gibi ek süreler tanımış olsa da, baskı devam ediyor. Hatta bazı üreticiler mühendislik mesailerinin önemli bir kısmını sırf bu yasal uyumluluğu sağlamak için harcadıklarını ifade ediyor.
Ancak bugün tamamen elektrikliye geçmek de uygulanabilir bir çözüm değil. Kia yetkilileri de, elektrikli araçların henüz içten yanmalı modellere kıyasla kârlılık açısından geride kaldığını kabul ediyor. Batarya maliyetlerinin yüksekliği, elektrikli araçların finansal olarak rekabetçi olmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle Kia, sürdürülebilir bir iş modeli için benzinli/dizel ve elektrikli araçlar arasında doğru dengeyi kurmak zorunda.
Aslında bu durum sadece Kia'ya özgü değil, sektördeki neredeyse tüm büyük üreticiler benzer bir ikilemle karşı karşıya. Geleceğin elektrikli araçlarının geliştirme maliyetleri, bugünün içten yanmalı motorlu araçlarından elde edilen kârlarla finanse ediliyor. Fiyat eşitliği (parite) henüz sağlanabilmiş değil; düşük üretim maliyetlerinden faydalanan bazı Çinli markalar haricinde, bu durum sektör geneli için geçerli.
Bu zorlu dengeye rağmen Kia, Avrupa pazarında satışlar açısından son derece başarılı bir performans sergiliyor. Yılın ilk dört aylık ACEA verileri, Kia'nın AB+EFTA+Birleşik Krallık bölgesinde %4,1 pazar payı elde ettiğini gösteriyor. Bu oran, Ford (%3,4), Opel/Vauxhall (%2,9), Citroën (%2,8), Fiat (%2,3) ve SEAT (%1,7) gibi köklü markaları geride bırakırken, hatta kendi bünyesindeki ağabeyi Hyundai'yi (%3,9) bile geçmeyi başarıyor.