Harley-Davidson’ın Gözden Kaçan Elektrikli Dehası: Piyasayı Sallayabilirdi!
Şık, şehir içi kullanıma uygun ve potansiyelle dolu… Genç sürücüler ve şehirde ulaşım arayanlar için elektrikli mobiliteye mükemmel bir başlangıç noktası olabilecek bir konseptti. Harley markasının gücü, kolay şarj için çıkarılabilir aküsü ve üretime neredeyse hazır olduğunu gösteren tasarım dosyalarıyla bu, hafif elektrikli araçlar pazarında çığır açan bir an olabilirdi. Ancak bunun yerine rafa kaldırıldı ve şu anda bu türden bir araca olan talebin patladığı bir pazarda büyük bir boşluk bıraktı.
Bu konsept ilk olarak 2018 ortalarında, Harley’in köklü çatısı altında hafif elektrikli şehir içi mobilite geleceğine dair ipuçları vererek ortaya çıkmıştı. O dönemde bile, bu araca akın edecek genç sürücü dalgası öngörülüyordu.
Kendinden önceki güçlü elektrikli motosiklet modellerinin aksine, bu konsept; çıkarılabilir aküsü, kayış tahriki, rahat ayaklığı ve ters ön çatallarıyla çevik, şehir dostu bir sürüş sunuyordu.
Kağıt üzerinde anında bir hit oldu. Medya ve kamuoyu bu konsepti çok sevdi. Bunun üzerine Harley de ilerleme kaydetti. 2019 başlarında marka, X-Games’e bir prototip getirerek dünyaya küçük ama etkileyici bir elektrikli Harley mopedini ilk kez tanıttı. Elbette biraz prototip havası vardı ama Harley mühendislerinin gizli geliştirme departmanlarında tam gaz çalıştığı ve Harley armalı gerçek bir elektrikli mopedin kalabalıkların arasında dolaştığı açıktı.
Ar-Ge çalışmaları devam etti ve şirket 2020 yılına kadar birden fazla tasarım patenti başvurusu yaptı. Bu başvurular, son derece rafine stil ipuçlarını, tasarımın ileri aşamalarındaki etkileyici kayış tahrikli motor muhafazasını ve aküyü motor muhafazasına sorunsuz bir şekilde yerleştirmeye yardımcı olan şık, çıkarılabilir akü tutamağını gösteriyordu. Tüm bunlar, üretime hazır bir araç için tasarımlarında oldukça ilerlediklerinin kanıtıydı.
2021’e gelindiğinde ise Harley’in elektrikli planlarını kökten değiştiren büyük bir sarsıntı yaşandı. Markanın elektrikli motosiklet birimi, ayrı bir elektrikli motosiklet markası olarak resmiyet kazandı. Aynı zamanda COVID-19 pandemisi, hafif elektrikli araçların tedarik zinciri lojistiğine büyük bir belirsizlik kattı; e-bisiklet endüstrisi bir yandan patlarken diğer yandan tamamen kaosa sürüklendi.
Ve o çekici küçük Harley elektrikli moped kısa süre içinde sessizce gözden kayboldu.
Artık markadan bahsetmiyordu, yeni birim de projeyi devralmış görünmüyordu ve dijital izi de tamamen soğumuştu.
Ancak bu fikrin çekiciliğini hiç kaybetmediğini, özellikle de şimdi daha da cazip olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzün elektrikli moped ve hafif elektrikli motosiklet pazarı giderek ısınıyor; sürücüler çevik, şehir içi kullanıma uygun elektrikli iki tekerlekli araçları giderek daha fazla tercih ediyor.
Gençler ve genç yetişkinler, uygun fiyat, basitlik ve şehir içi pratikliği ön planda tutarak hafif elektrikli motosikletlere ve mopedlere yöneliyor. Harley – veya yeni markası – bu konsepti tam da doğru noktaya konumlandırabilirdi. Hatta, bu moped şimdi var olsaydı, birçok genç sürücünün yüksek seleli ve arazi geometrisine sahip modellere kıyasla onun rahat ve konforlu sürüşünü tercih edeceğini iddia edebiliriz.
Birçok kişi elektrikli motosiklet pazarında bir “cruiser” seçeneğinin eksikliğinden uzun süredir yakınıyordu. Bu moped, e-moped pazarının cruiser’ı olabilirdi: Rahat ama yetenekli. Konforlu ama güçlü. Herkesin istediği buydu, henüz bilmeseler bile.
Harley veya yeni markasından üretilmiş ve markalı bir elektrikli moped, ciddi bir prestij de taşırdı. Yeni markası, köklü ama ağır geçmişinden bağımsız olarak doğru marka olabilirdi. Elbette, mevcut modellerin satışları şu anda harika gitmiyor olabilir, ancak bu durum markayla ilgili görünmüyor. Pazarlama her şeyi doğru yapıyor gibi, ancak fiyatı yaklaşık 17.000 dolar olan elektrikli motosikletler satan bir şirket için durum farklı. Kendi başlarına etkileyici motosikletler olsalar da, genç hedef kitleleri için uygun fiyatlı değiller.
Düşük fiyatlı, yaklaşık 4.000 dolarlık bir elektrikli moped ise çok farklı olabilirdi. Marka algısı ve gençlerin dilini anlayan pazarlama ekibiyle doğru ürünle donatıldıklarında satabilirlerdi.
Ve bunun sadece nostaljik hayranlar için olacağını düşünmüyoruz, özellikle de yeni bir markanın altında. Bugün 25 yaş altı çoğu kişiye sorulsa, markanın Harley-Davidson toplantı odasından doğduğunu bile bilmezlerdi.
Elektrikli bisiklet pazarının iki tekerlekli elektrikli araçları ne kadar erişilebilir hale getirdiği düşünüldüğünde, bu tür bir moped, sürücüler yaşlandıkça daha büyük elektrikli iki tekerleklilere geçiş için bir köprü görevi görebilirdi. Lise ve üniversitede bir elektrikli moped, gerçek bir iş bulduklarında ise bir elektrikli motosiklet – ne büyük bir yükseliş değil mi!
Gelecek oradaydı. Pazar hemen köşedeydi. Ve şimdi hayalet gibi duran o olgun, neredeyse üretime hazır tasarımı gösteren tasarım dosyalarıyla, şirketin neredeyse tüm parçaları bir araya getirdiği açıktı. Eksik olan tek şey son onaydı.
Peki neden olmadı?
Harley, o dönemde finansal baskı altında, elektrikli motosikletini yaklaşık 160 km/s'den fazla hıza ulaşabilen yüksek performanslı bir e-motosiklet olarak önceliklendirdi. Bu mantıklıydı. Eğer Harley-Davidson iseniz ve neredeyse kimsenin elektrikli geçişi görmediği bir zamanda elektriğe yöneliyorsanız, etkileyici olmanız gerekir. Ve bir scooter, ne kadar eğlenceli görünse de, aynı sesi çıkarmaz. Moped konseptleri, şekillendirmeye çalıştıkları cesur “elektrikli kaslı motosiklet” imajıyla örtüşmüyordu. Bu arada, artan geliştirme maliyetleri ve tedarik zinciri gecikmeleri muhtemelen daha hafif, daha ucuz modelleri öncelik listesinin daha altına itti.
Bu talihsiz bir durum, çünkü mevcut mikro mobilite alanı, bir marka tarafından desteklenen elektrikli bir moped için verimli bir zemin sunuyor. Çevrenize bakın: E-moped girişimleri – çoğu Çin OEM parçalarıyla güçlendirilmiş – patlama yaşıyor, ancak çok azı meşruiyete veya mirasa sahip, ulusal satış ve servis ağı bir yana. Yeni markasıyla etiketlenmiş, şehir içi kullanıma uygun, güvenilir ve küresel müşteri desteği ile yedek parça ağının arkasında olan bir moped hayal edin. Aniden, o moped bir yenilikten daha fazlası haline gelir; yeni bir nesil için elektrikli ulaşıma güvenilir bir adım olur.
Üretime hiç geçmemiş olsa bile, konsept bir etki yarattı. Bir Çinli şirket, Harley’in tasarımını, alçak akü yuvası ve retro-modern stiliyle kopyalamıştı. Şaşırtıcı derecede gerçeğe yakın bir taklitti. Mükemmel bir klon değildi, ama yakındı. Ve bu, Harley’in vizyonunun hem çekici hem de pratik olduğunu, iyi bir fikirden kar etmeye hazır heveslileri bile ilhamlandıracak kadar güçlü olduğunu kanıtlıyordu.
Peki ne yapmalılardı?
Elbette, geçmişi görmek kolaydır. Ancak olaylar şöyle ilerlemeliydi:
Harley – veya daha doğrusu yeni markası – bu mopedin iki versiyonunu piyasaya sürmeliydi. Birincisi, şehir içi kullanıma tamamen uygun, belirli hız limitlerine (örneğin 50-60 km/s) uygun tasarlanmış, özel olarak üretilmiş hafif bir elektrikli moped olmalıydı. İkincisi ise daha yüksek bir azami hız (belki 70-80 km/s) sunabilen ve neredeyse her yerde motosiklet sınıfı bir araç olabilirdi.
İlk model, gerçek şehir içi ulaşım için yeterince hızlı olacak, ancak birçok yerde ehliyet ve tescil sorunlarından kaçınacak kadar yavaş kalacaktı ya da en azından bunları daha ucuz ve yönetimi kolay hale getirecekti. İkinci, daha yüksek özellikli model ise sürücülerin daha hızlı yollarda araçlarla birlikte hareket etmelerine izin verirken, performansı orta büyüklükte (ve orta fiyatlı) akü ve motor seçeneğine izin verecek kadar sınırlı tutacaktı.
Çıkarılabilir bir akü, kayış tahriki, LED aydınlatma ve modüler aksesuarlar bu araçları esnek ve uygun fiyatlı hale getirebilirdi; moped sınıfı araçlar için yaklaşık 3.500 ila 4.000 dolar, motosiklet sınıfı araçlar için ise belki 5.000 dolar civarında fiyatlandırılabilirdi. Bu iki model, şehir sakinleri, kampüs hayatı ve elektrikli bisikletten daha fazlasını isteyen genç sürücüler için mükemmel olurdu, ancak gerçek bir motosiklet kadar göz korkutucu veya güçlü olmazdı. Daha küçük model, fiyat olarak popüler hafif elektrikli motosikletlerle rekabet eder, neredeyse aynı hızda olur, çok daha konforlu olur ve yolcu taşıma özelliğinin ek faydasını sunardı.
Ve Harley’in karının önemli bir kısmını aksesuarlardan elde etme modelini düşündüğümüzde, tonlarca havalı aksesuardan büyük karlar için geniş bir alan olurdu. Genç sürücülerin e-mopedlerini benzersiz sürüşlere dönüştürmek için ne kadar harcadığını görmek yeterlidir. O akü bölmesi de farklı boyutlarda akülere izin verecek şekilde mükemmel bir şekilde tasarlanmıştır. Tak-çıkar yapısı, daha fazla menzil sunan daha uzun bir aküyü satabileceğiniz anlamına gelir. Tıpkı matkabınız için 2Ah veya 6Ah akü satın alabileceğiniz gibi, bu akülerle de aynısını yapabilir, satın alma fiyatını düşük tutabilir ve sürücülerin yükseltmelere ne kadar harcamak istediklerine karar vermelerini sağlayabilirdiniz.
Hakkını vermek gerekirse, Harley bu işi neredeyse kusursuz bir şekilde kendi için hazırlamıştı. Tam oradaydı, mükemmel tasarlanmış ve konumlandırılmıştı, ama o hamle hiç gelmedi.
Adil olmak gerekirse, yeni markası pazarın küçük ucunu tamamen göz ardı etmiyor. Ya da daha doğrusu, kendi yöntemleriyle yaklaşıyorlar. KYMCO ortaklığıyla 2026'da elektrikli maxi-scooter'lar göreceğimiz söylendi. Bu büyük scooter'lar stil ve performans sunacak, ancak neredeyse kesinlikle 10.000 doların üzerinde bir fiyata sahip olacaklar. Bu arada, o sessiz, eğlenceli markalı moped üretilmemiş, konsept arşivlerinde takılı kalmış durumda.
Eğer Harley veya yeni markası yeniden düşünürse, zamanlama hiç bu kadar iyi olmamıştı. Gençler hazır, şarj altyapısı tamamen gelişmiş durumda (ipucu: ayak bileğinizdeki duvar prizi), ve tüketiciler pratik, şehir içi kullanıma uygun hafif araçlara can atıyor. Şimdi, o vizyonu yeniden gözden geçirme zamanı – ya da meşaleyi başka birinin almasına izin verme zamanı.
O yeni mopedine ilk sürüşünüzde bindiğinizi, rahatlığı, mirası ve olabileceklerin vaadini hissettiğinizi hayal edin. İşte o, hala beklediğimiz giriş seviyesi elektrikli gelecek.