Formula E’de Devrim: Gen4 Araçları Çift Güç ve İlk Kez Dört Çeker İle Pistlere Geliyor!
Formula E'nin heyecan verici dünyası, gelecek sezon pistlere çıkacak olan yeni "Gen4" aracıyla adeta bir devrim yaşamaya hazırlanıyor. Serinin şimdiye kadarki en büyük atılımı olarak nitelendirilen bu yeni nesil araç, performansıyla nefesleri kesmeye hazırlanıyor.
2014 yılından bu yana dünyanın dört bir yanında açık tekerlekli elektrikli yarışlara ev sahipliği yapan FIA'nın en üst düzey elektrikli yarış serisi Formula E, ilk başlarda mütevazı performanslı araçlarla yola çıkmıştı. Yaklaşık 250 beygir gücü ve saatte 225 km hıza ulaşabilen bu araçlar, 28 kWh gibi nispeten küçük bataryalarıyla tam bir yarışı tamamlayamıyordu. Bu durum, yarışların ortasında pilotların araç değiştirmesini gerektiriyordu.
Ardından gelen Gen2 araçları ile işler daha da iyileşmiş, batarya teknolojisi gelişerek yarışların tamamlanabilmesini sağlamıştı. Bu nesilde güç ve hız da önemli ölçüde artmıştı.
Gen3 ile birlikte tasarımda daha keskin hatlar ve ön sürtünme frenlerini tamamen kaldırıp rejeneratif frenleme için ön motor kullanan yenilikçi bir fren sistemi tanıtıldı. Hatta aracın yaşam döngüsünün ilerleyen dönemlerinde bu ön motor sadece rejeneratif frenleme için değil, sürüş gücü için de kullanılmaya başlandı ve bu durum aracı yarış serisinde tekerlekli tek koltuklu yarış araçları arasında ilk dört çekerli yarış aracı haline getirdi. Ancak bu dört çeker özelliği o dönemde sadece sıralama turlarında veya yarışın belirli bölümlerinde kullanılabiliyordu.
Şimdi ise Gen4 aracıyla birlikte Formula E, bu özelliği yarışların tamamına yayıyor. Ön motor artık sadece yarış ve saldırı modu (attack mode) sırasında değil, tüm yarış boyunca aktif olarak dört çeker sistemiyle birlikte çalışacak. Bu, açık tekerlekli yarış serilerinde bir ilk olarak tarihe geçecek. Farklı araç türlerinde dört çeker teknolojisi bulunsa da, tek koltuklu açık tekerlekli yarış araçlarında bu seviyede bir entegrasyon daha önce görülmedi.
Bu büyük performans artışının yanı sıra, yeni araçta birçok donanım iyileştirmesi de yapıldı. Maksimum güç çıkışı 350 kW'dan tam 600 kW'a (yaklaşık 805 beygir gücü) fırlayarak neredeyse iki katına çıktı. Gen3 araçlarında yarış modu 300 kW ile sınırlıyken, Gen4 araçlarında bu değer 450 kW'a (yaklaşık 603 beygir gücü) yükselecek. Maksimum 600 kW güç ise sıralama turlarında ve sürücülerin yarış sırasında aktif edebileceği geçici bir güç artışı olan "saldırı modu"nda kullanılacak.
Bu artan performansla birlikte Formula E, yeni aerodinamik paket seçenekleri de sunacak. İlk başlarda Formula E araçları aerodinamik kuvvetin çok önemli olmadığı hızlara sahipken, serinin güçlenmesiyle birlikte belirli pistlere optimize edilmiş karoser seçenekleri daha fazla önem kazanacak.
Tüm bu geliştirmeler, sadece 1.012 kg ağırlığındaki bir paket içinde sunuluyor ve araçlar 0'dan 100 km/s hıza sadece 1.8 saniyede ulaşıyor. Bu, bir Formula 1 aracının aynı sprinti tamamlama süresinden yaklaşık %30 daha hızlı. Elbette yarış araçları bu hızlanmayı yarışta sadece bir kez yaşasa da, viraj çıkışlarındaki hızlanma potansiyeli açısından oldukça etkileyici bir rakam.
Dört çeker sistemi, viraj çıkış hızlarını da artıracak. Çünkü sürücülerin spin atmadan gücü daha erken yola aktarmalarına olanak tanıyacak. Gen4 araçlarındaki bir diğer yenilik ise, çoğu yarış aracında bulunmayan ve sürüşü kolaylaştıracak olan ABS (kilitlenmeyi önleyici fren sistemi) ve çekiş kontrol sistemlerinin eklenmesi. Bu sistemlerin yarışın dinamiklerini nasıl etkileyeceği ise merak konusu.
Daha da dikkat çekici olanı ise, ilk testlerde Gen4 aracının saatte 340 km hıza ulaştığının kaydedilmesi. Bu, gerçekten de inanılmaz bir hız.
Rejeneratif frenleme kapasitesi ise önceki 600 kW'dan 700 kW'a yükseltildi. Bu sayede yarış boyunca daha fazla enerji geri kazanılacak ve verimlilik artacak. Bu gelişmenin, Formula E'nin "pit boost" adını verdiği ve geçen sezon hayata geçirdiği yarış içi şarj hızlarına da olumlu yansıması bekleniyor.
Formula E, bu aracın "dünyanın en sürdürülebilir yarış aracı" olma hedefiyle geliştirildiğini belirtiyor. Aracın yapımında kullanılan malzemelerin %100'ünün geri dönüştürülebilir olduğu ve en az %20'sinin geri dönüştürülmüş içerikten oluştuğu, bu oranın önceki nesle göre iki katına çıktığı ifade ediliyor.
Yeni Gen4 araçları, gelecek sezon yani 2026'nın sonlarında piste çıkacak. Formula E'nin Gen3 araçlarının son sezonu olan 12. sezonu ise 6 Aralık'ta São Paulo'da başlıyor.
Bu teknolojik ilerlemeler, elektrikli yarış dünyasında heyecan verici gelişmeleri gözler önüne seriyor. Bir nesilden diğerine bu denli büyük bir güç artışı görmek oldukça etkileyici. İlk Formula E araçlarının sadece 250 beygir gücünde olduğunu düşünürsek, şimdi 805 beygir gücüne ulaşmış olmak, başlangıca göre üç katından fazla bir artış anlamına geliyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, günümüz Formula 1 araçları yaklaşık 1.000 beygir gücüne sahip.
Sürücü destek sistemlerinin eklenmesi ise biraz daha tartışmalı bir konu. Çekiş kontrol ve ABS gibi sistemler, profesyonel sürücülerin her anı en iyi şekilde değerlendirmesini zorlaştırabilir ve yarışın heyecanını azaltabilir. Bu sistemler yol araçları ve acemi sürücüler için harika olsa da, profesyonellerin maksimum performans peşinde koştuğu bir yarış ortamında bu durumun performansı ve izleyici keyfini nasıl etkileyeceği merak konusu. Umuyoruz ki bu konuda bazı düzenlemeler yapılır.
Bununla birlikte, her yeni araç yükseltmesinde bu araçların neler yapabileceğini görmek her zaman heyecan verici. Bu yeni nesil araçlar ise her zamankinden daha büyük bir adım gibi görünüyor. 2026'nın sonlarında onları pistlerde görmek için sabırsızlanıyoruz.