Ford’dan Şok Çıkış: ‘Artık Kimse Motoru Umursamıyor!’

Ford’dan Şok Çıkış: ‘Artık Kimse Motoru Umursamıyor!’

Otomotiv devi Ford, içten yanmalı motorların bir aracı tanımladığı günlerin büyük ölçüde geride kaldığına inanıyor. Bu durumun sadece elektrikli araçların yükselişiyle ilgili olmadığını düşünen marka, insanların artık bir otomobile güç veren şeyle eskisi kadar ilgilenmediğini belirtiyor. Markanın üst düzey yöneticilerinden biri, katıldığı bir konferansta bu tezi savunarak, geleneksel motorlara olan müşteri ilgisinin azaldığını ifade etti.

Bu iddia bazı otomobil tutkunları için tartışmalı görünse de, aslında genel tabloya bakıldığında haklılık payı olduğu söylenebilir. Gerçek şu ki, alıcıların büyük çoğunluğu safkan otomobil meraklısı değil. Günümüz pazarında yeni bir araç satın alırken tasarım, bilgi-eğlence sistemleri, güvenlik ve sürücü destek sistemleri gibi farklı faktörler karar verme sürecinde çok daha üst sıralarda yer alıyor.

İçten yanmalı motorlara olan ilginin azalmasında sıkılaşan emisyon düzenlemelerinin de büyük payı var. Bu kurallar, çoğu otomobil üreticisini motorları küçültmeye zorluyor. Toyota GR Yaris gibi nadir örnekler dışında, küçük hacimli bir motor genellikle eskisi gibi heyecan uyandırmıyor. Ford yöneticisinin de işaret ettiği 1990'larda, çok daha fazla çeşitlilikte ve ilgi çekici motor seçenekleri bulunuyordu. Özellikle 2035'ten itibaren sadece sıfır emisyonlu araçların satılacağı Avrupa gibi pazarlarda, o günler artık çok uzak görünüyor.

Performans odaklı modellerin bile hibritleşerek motorlarının küçültülmesi, içten yanmalı motor severleri hayal kırıklığına uğratabiliyor. Kağıt üzerinde daha hızlı ve güçlü olsalar da, birçok kişi eski büyük hacimli motorları özlüyor. Ford, Mustang modelinde V8 motoruna tutunmaya devam etse de, büyük hacimli ve yüksek emisyonlu motorlara uygulanan vergilerin artması, bu tip araçların satışını bazı pazarlarda zorlaştırıyor.

Mesele sadece motorlardan ibaret değil. SUV'ların pazar payını artırması ve bu segmentteki alıcıların genellikle motor özelliklerinden ziyade konfor, geniş iç mekan ve teknolojiye odaklanması da bu değişimi etkiliyor. Otomobil tutkunları her zaman azınlıkta olmuştur, ancak bu niş grubun zamanla daha da küçüldüğü görülüyor. Açıkçası, eskisi gibi insanları heyecanlandıran çok fazla yeni otomobil modeli kalmadı ve elektrifikasyon süreci hızlandıkça, içten yanmalı motor severler için en kötü günler henüz gelmemiş olabilir.

Ancak tümüyle karamsar olmak da yersiz olabilir. Yeni nesil sportif hibrit modeller, içten yanmalı motorun ömrünü biraz daha uzatabilir. Sentetik yakıtlar gelecekte daha fazla ilgi görebilir ve hidrojenle çalışan içten yanmalı motor teknolojileri de potansiyel taşıyor. Otomobil üreticileri, belki de bu 'ateşi' canlı tutmanın yeni yollarını bulabilir.