Elektrikli Araçlarda Şarj Süresi Devrim Yolda: Sadece 10 Dakika!
Otomotiv dünyasında elektrikli araçların (EV) en büyük zorluklarından biri olan şarj süresi, Shell'in geliştirdiği yenilikçi bir teknolojiyle tarih olmaya hazırlanıyor. Shell ve İngiliz otomotiv geliştirme firması Horiba Mira'nın iş birliğiyle ortaya çıkan yeni nesil bir EV sıvısı, elektrikli araçların %10'dan %80'e şarj olmasını 10 dakikanın altına indirebilecek.
Shell'in yeni EV-Plus Termal Sıvısı, elektrikli aktarma organları için bir soğutucu görevi görüyor. Şirket, bu sıvının hem kutup soğuklarında hem de Sahra sıcağında etkili bir şekilde çalışabildiğini belirtiyor. Sıvı, doğrudan batarya hücreleriyle temas ederek 'daldırmalı soğutma' (immersive cooling) adı verilen bir sistemle çalışıyor.
Shell'e göre bu yöntem, aktarma organlarının daha verimli bir şekilde soğutulmasını sağlayarak, bataryanın termal limitine ulaşmasını geciktiriyor ve böylece 10 dakikanın altında hızlı şarj seanslarının önünü açıyor. Tüketiciler için en büyük avantajlardan biri ise potansiyel maliyet tasarrufu. Daldırmalı soğutma, günümüzdeki EV'lerde kullanılan karmaşık ve pahalı termal yönetim sistemlerine kıyasla çok daha basit bir soğutma mimarisi gerektiriyor.
Projenin baş mühendisi, bu sıvıyı 'oyun değiştirici' olarak nitelendirerek, tek bir sıvının ultra hızlı şarj ve optimum aktarma organı performansı sağlayabildiğini vurguluyor. Bu yeniliğin, elektrikli araçların geleceği için kritik bir öneme sahip olduğu ve ısıyı tüm aktarma organları boyunca etkili bir şekilde yönetme yeteneğinin, batarya elektrikli araç (BEV) teknolojisinin tam potansiyelini ortaya çıkarmak, daha hızlı şarj, gelişmiş güvenlik ve daha uzun bileşen ömrü sağlamak için temel oluşturduğu belirtiliyor.
Bu teknolojinin ne zaman piyasaya sürüleceği sorusu ise heyecan verici cevaplar buluyor. Geliştirme sürecinin sadece bir konsept olmadığı ve geleceğin elektrikli araçlarını şekillendirmede önemli bir rol oynaması umulduğu aktarılıyor. Teknolojinin seri üretim araçlarda ne zaman yer alacağı büyük ölçüde otomobil üreticilerine (OEM'ler) bağlı olsa da, geliştiriciler termal sıvı potansiyeline güvendiklerini ve yakın gelecekte uygulanacağına inandıklarını ifade ediyorlar.