
CUPRA Tindaya Konsepti: Geleceğin Elektrikli SUV’larına Göz Kırpıyor!
Cupra'nın yeni konsept aracı Tindaya, otomobil severlerin merakla beklediği geleceğin performans odaklı SUV modellerine ışık tutuyor. Bu dikkat çekici konsept, piyasaya çıkacak olan yeni modellerle birlikte BMW iX3 ve Alfa Romeo Stelvio gibi rakiplerine meydan okuyacak bir otomobilin habercisi.
Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru ortaya çıkan bilgilere göre, Cupra'nın yeni üst düzey elektrikli SUV modeli, Terramar ve Tavascan modellerinin üzerinde konumlanacak. Bu modelin başlangıçta ABD pazarına giriş için de kritik bir rol oynaması planlanmıştı, ancak bu planlar şimdilik ertelenmiş durumda. Yine de Tindaya konsepti, Cupra'nın BMW, Alfa Romeo ve diğer markaların rekabetçi modelleriyle başa çıkma konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Tasarım dilinde yeni bir evrim sunan bu dramatik konsept, markanın sürüş deneyimine verdiği önceliği daha da vurguluyor. Araç, tamamen sürücü odaklı bir yaklaşımla tasarlanmış ve temel felsefesi "Sürücüsüz Cupra Olmaz" mottosuyla özetleniyor.
Tindaya'nın seri üretim versiyonunun bu on yılın sonlarına doğru yollara çıkması bekleniyor. Bu süreçte, markanın tamamen elektrikli coupé-SUV modeli Tavascan için özel kampanyalar ve cazip kiralama seçenekleri de mevcut.
Cupra Tindaya Konseptinin İlham Kaynağı Ne Oldu?
Cupra Tindaya'ya adını veren, Kanarya Adaları'ndan Fuerteventura'daki volkanik bir dağ. Bu dağın kaya rengi, Cupra'nın tüm otomobillerinde kullandığı ikonik bakır rengiyle büyük benzerlik taşıyor. Aracın boyası, adayı çevreleyen Atlantik Okyanusu'ndan esinlenen derin metalik gri tonundan, dağı temsil eden daha sıcak bir çöl kumu rengine doğru geçiş yapıyor.
Ön tasarımda, Tavascan ve Terramar modellerindeki Cupra'ya özgü "köpekbalığı burnu" tasarımı daha da ileriye taşınmış. Aracın etkileyici görünümünü, markanın üçgen far imzasının daha keskin bir yorumu, belirgin hatlara sahip kaput ve şeffaf Perspex malzemeden yapılmış, içindeki ışıklar sayesinde parıldayan devasa kıskaç benzeri tampon detayları tamamlıyor.
Işıklı Cupra logosunun altında, Tindaya çalıştırıldığında bir "karşılama töreni" yansıtan dijital bir panel bulunuyor. Bu panel, seçilen sürüş moduna göre değişen grafikler de sergiliyor.
Tindaya, markanın ambleminden esinlenen karmaşık tasarıma sahip 23 inçlik jantlarla yere basıyor. Yan panellerde ise kas dokusundan ilham alan dalgalı bir etki görülüyor. Bu panellerin aracın altında yaptığı kıvrım, otomobilin olduğundan daha yüksek görünmesini sağlıyor.
Klasik, köşeli SUV tasarımlarından farklı olarak, Tindaya'nın yandan görünümü, bir fastback ve shooting brake station wagon'un birleşimi gibi duruyor ve bu da Cupra Formentor'u anımsatıyor. Dramatik ve atletik bir silüete sahip araçta, devasa kaput öne doğru uzanıyor ve ince cam yüzey arkaya doğru incelerek tavan çizgisiyle birleşiyor.
Ancak aracın arka tasarımı, ön kısmın etkileyiciliğini bile geride bırakıyor. Oyulmuş çamurlukların yanında, devasa bir difüzörün iki yanında parıldayan çizgiler ve kanatçıklar bulunuyor. Ayrıca, çift kanatlı bir tavan spoyleri ve ortasında ışıklı bir Cupra logosuna sahip "kıyıdan kıyıya" uzanan bir ışık barı dikkat çekiyor.
İlginç bir şekilde, arka çamurluklar ve bagaj kapağı boyanmamış. Bu, geleneksel karbon fiber yerine kullanılan doğal elyaf kompozit malzemenin doğal görünümünü ortaya koyuyor. Görünüş olarak karbon fiber ile aynı olsa da, Cupra'nın sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetini gösteren bir özellik olarak öne çıkıyor.
Cupra Tindaya'nın İç Mekanı Nasıl?
Tindaya'nın dış tasarımındaki detaylardan biri dikkatinizi çekmese bile, iç mekanı kesinlikle çekecektir. Açılan kapılar, Cupra için radikal yeni bir kokpit tasarımını gözler önüne seriyor.
Alışılagelmiş orta ekran yerine, tüm kritik sürüş bilgileri, navigasyon ve multimedya, sürücünün tam önünde yer alan 24 inçlik kavisli bir ekrana entegre edilmiş. Yeni nesil bilgi-eğlence sistemlerine benzer şekilde, bazı önemli bilgiler ve widget'lar ön cama yansıtılarak sürücünün gözlerini yoldan ayırmaması hedefleniyor.
Her şey, üzerinde bir dizi fiziksel düğme ve Boost fonksiyonunu aktive eden iki büyük kadran bulunan, motor sporlarından ilham alınmış direksiyon simidinden (yoke) kontrol ediliyor. Ayrıca, sürücüye yardımcı olacak yapay zeka destekli bir sesli asistan da bulunuyor.
Cupra'nın kullanıcı deneyimi ve arayüz tasarımı başkanı, Tindaya'nın tanıtımından önce aracı gazetecilere tanıtmıştı. Bu iç mekanın, markanın gelecekte ulaşmak istediği vizyonu yansıttığını ve "Sürücüsüz Cupra Olmaz" fikrini nasıl ifade ettiklerini açıklamıştı.
Ekranın etrafında, seçilen deneyim moduna göre değişen altı adede kadar kısayol düğmesi için alanlar bulunuyor. Bu modları değiştirmek için orta konsolda yer alan ve tasarımcının Tindaya'nın "kalbi" olarak tanımladığı "Mücevher"in bir köşesine dokunuluyor.
"Immersive" modu, sürücü ekranındaki bilgileri temel seviyeye indirerek sakin ve rahat bir sürüş deneyimi sunuyor. Bu modda, yolcular sıcak ambiyans ışıklarıyla çevrili oluyor. "Connected" modu ise daha fazla bilgi sunarken, yapay zeka ön cama yansıtılacak uygulama ve servisleri seçmeye yardımcı oluyor.
Son olarak, "Rider" modu Sport moduna karşılık geliyor. Bu mod aktive edildiğinde, ambiyans ışıkları neon mor ve yeşile dönüyor. Dokunmaya duyarlı düğmeler, çekiş kontrolünü kapatma veya süspansiyonu ayarlama gibi kısayollara erişim sağlıyor. Sürücü ekranı, G kuvvetleri ve rejeneratif frenleme seviyesi gibi bilgileri gösterirken, hız göstergesi doğrudan sürücünün önündeki ön cama taşınıyor.
Her deneyim modu, farklı bir fon müziği sunuyor. "Immersive" modunda daha sakin ve rahatlatıcı bir ses duyulurken, "Rider" modu daha fazla enerji veren bir ses deneyimi sağlıyor. Tüm bu sesler, ham seslerin dijital glitch'lerle karıştırılması konseptine dayanıyor.
Önemli bir nokta olarak, Cupra içten yanmalı motorların sesini veya duygusal kalitesini taklit etmeye çalışmıyor. Yeni nesil mobiliteyi kucakladıklarını ve bunun geçmişe dayanması gerekmediğini belirtiyorlar.
Tavascan'ın iç mekanından aşina olduğumuz orta konsolu ve ön paneli birbirine bağlayan merkezi bir omurga, Tindaya'da çok daha ileriye taşınmış. Bu konseptin omurgası, ön panelden bagaja kadar kabinin tamamından geçiyor. Arka kısımda, Tindaya dağı kayaçlarını andıran daha sert malzemeler kullanılmış.
4.7 metre uzunluğuyla Cupra'nın şimdiye kadar ürettiği en büyük otomobil olan Tindaya, tesadüfen en yeni BMW X3 ile neredeyse aynı uzunlukta. Ancak, Lotus Eletre gibi daha çok 2+2 konfigürasyonlu dört koltuğa sahip olan Tindaya, geleceğin Cupra yarış koltuklarının evrimi olduğu düşünülen koltuklarla donatılmış. Döşemeler, biyolojik bazlı vegan deri kullanılarak üretilmişken, baş destekleri 3D örme tekniğiyle yapılmış.
Cupra Tindaya Hangi Platform ve Güç Aktarma Organlarını Kullanıyor?
Keskin hatlara sahip bu karoserin altında, Volkswagen Grubu'nun yepyeni Ölçeklenebilir Sistem Platformu (SSP) yatıyor. Bu mimari, zamanla yaygın olarak kullanılan MEB (ana akım) ve daha yeni PPE (premium) platformlarının yerini alacak ve eski VW CEO'su Herbert Diess'in 2021'de belirttiği gibi, "Grup için tek omurga" olacak. Skoda'dan Porsche'ye ve hatta Lamborghini'ye kadar farklı markalar tarafından kullanılacak.
Bu platform sayesinde Cupra, Tindaya'nın iki tür güç aktarma organını barındırabildiğini belirtiyor: tamamen elektrikli veya menzil artırıcı hibrit. Menzil artırıcı hibrit, aracın incelenen versiyonunda bulunan teknoloji. Bu, Volkswagen Grubu'nun son yıllarda yatırım yapmaya başladığı ve önümüzdeki yıllarda Avrupa'ya getirmeyi planladığı bir teknoloji.
Tindaya'nın devasa kaputunun altında, yalnızca enerji üretmek için kullanılan 1.5 litrelik dört silindirli bir benzinli motor bulunuyor. Bu motor, önde ve arkada bulunan iki elektrik motoruna güç sağlıyor. Bu motorlar, dört tekerlekten çekiş ve toplam 489 beygir gücü sunuyor. 0-100 km/s hızlanmasının 4.1 saniye sürmesi bekleniyor, bu da onu Cupra'nın şimdiye kadarki en hızlı otomobili yapabilir.
Performanstan daha etkileyici olan ise, benzinli jeneratör ile Tindaya'nın tek şarjla 1000 kilometreden fazla yol alabilmesi. Bu, Londra'dan Paris'e gidip dönmeye yetecek bir menzil. Cupra, aracın batarya boyutunu açıklamamış olsa da, yaklaşık 190 millik (305 km) tamamen elektrikli menzil sunduğu belirtiliyor.