
Citroen’den Acil Geri Çağırma: Tehlikeli Airbag Riski Nedeniyle Araç Kullanmayı Durdurun!
Bazı Citroen modellerinin sahiplerine, yolcular için ciddi tehlike oluşturabilecek hatalı hava yastıkları (airbag) nedeniyle araçlarını kullanmayı derhal durdurmaları uyarısı yapıldı. Bu kritik durum, bir geri çağırma bildiriminin yayınlanmasının ardından ortaya çıktı.
Etkilenen modeller arasında 2009-2016 yılları arasında üretilen ikinci nesil Citroen C3 ve yine aynı dönemdeki Citroen DS3 ile 2016-2019 yılları arasındaki DS 3 modelleri yer alıyor. Bu araçlarda, patlama anında metal parçacıklarının etrafa saçılmasına neden olabilen, Takata marka hatalı hava yastıklarının bulunduğu şüphesi var.
Hatalı hava yastıklarının, Fransa'da 2014 model bir C3'ün karıştığı ve bir kadının hayatını kaybettiği trajik bir kazayla ilişkilendirildiği belirtiliyor. Hava yastığının amonyum nitrat gaz jeneratöründeki bir sorunun bu tehlikeli duruma yol açtığı iddia ediliyor.
Bu gelişmeler üzerine Stellantis (Citroen markasının çatı şirketi) etkilenen araçlar için dünya genelinde (Türkiye dahil) bir 'kullanmayı durdurma' uyarısı ve acil geri çağırma kararı aldı. Şirket yetkilileri, bu adımın müşteri güvenliğine verilen tavizsiz önemin bir göstergesi olduğunu belirtiyor.
Önemle belirtmek gerekir ki, araçlarında potansiyel sorunlu Takata hava yastıkları kullanan tek marka Citroen değil. Daha önce farklı markalar için de benzer uyarılar yapılmıştı.
Citroen'in geri çağırmasıyla ilgili olarak, Türkiye'deki etkilenen araç sahiplerine yetkili servisler ve markanın resmi kanalları aracılığıyla gerekli bilgilendirme yapılacaktır. Aracınızın bu geri çağırmadan etkilenip etkilenmediğini öğrenmek ve sonraki adımları takip etmek için en yakın yetkili Citroen servisiyle iletişime geçmeniz veya markanın Türkiye web sitesindeki ilgili duyuruları kontrol etmeniz tavsiye edilir.
Geri çağırma kapsamında yapılacak olan tüm onarım ve değişim işlemleri Stellantis tarafından ücretsiz olarak karşılanacaktır. Yetkili servislerde yapılacak işlemlerin yaklaşık yarım gün sürmesi beklenmektedir. Bu süreçte etkilenen araç sahiplerinin güvenliği ve mağduriyetinin önlenmesi en önemli önceliktir.