BMW’dan Avrupa’ya Kritik Uyarı: 2035 Yasakları Sektörü ‘Bitirebilir’!

BMW’dan Avrupa’ya Kritik Uyarı: 2035 Yasakları Sektörü ‘Bitirebilir’!

Avrupa Birliği'nin 2035 yılı itibarıyla benzinli ve dizel otomobilleri yasaklama planı, otomotiv devlerinden tepki çekmeye devam ediyor. Audi, Porsche ve Mercedes gibi markaların elektrikli araç hedeflerini gözden geçirdiği bir dönemde, BMW da bu konudaki endişelerini açıkça dile getirdi. Münih merkezli üretici, hiçbir zaman tüm ürün gamını belirli bir zaman çizelgesiyle tamamen elektrikliye geçirme sözü vermedi. Bunun yerine, müşterilerine seçenek özgürlüğü tanımayı tercih etti. BMW, 2030 yılına kadar benzinli ve elektrikli otomobil talebinin eşit dağılacağını öngörürken, şirketin elektrikli araçlara geçişi zorunlu kılacak bir geleceğe kesin bir taahhüdü bulunmuyor.

Şirket yetkilileri, tüketicinin istediğini sunma ilkesini vurgulayarak, AB'nin 2035 yılı için belirlediği elektrikli araçlara zorunlu geçiş planına karşı çıkıyor. BMW Teknoloji Direktörü, yaptığı açıklamalarda, bu kararın nihayetinde müşterinin tercihine bırakılması gerektiğini savunuyor ve AB'nin bu konudaki zorlayıcı tutumunun endüstri üzerinde yıkıcı etkileri olabileceği uyarısında bulunuyor.

Bu endişeler, Mercedes-Benz CEO'su tarafından da yankılanıyor. Kendisi daha önce yaptığı açıklamalarda, Avrupa otomotiv sektörünün adeta bir duvara doğru tam hızla ilerlediğini ve AB'nin planlarını yeniden gözden geçirmemesi halinde sektörün 'çökmekle' karşı karşıya kalabileceği konusunda ciddi uyarılarda bulunmuştu. Bu açıklamanın ardından, Mercedes-Benz'in de geleneksel motor teknolojilerini daha uzun süre kullanma kararı aldığına dair bilgiler gündeme gelmişti. Hatta AMG için tamamen yeni bir V8 motorunun geliştirilmekte olduğu da biliniyor.

Avrupa'da elektrikli otomobil satışlarının mevcut durumu incelendiğinde, AB'nin bu konudaki hedeflerine ulaşmasının önünde hala uzun bir yol olduğu görülüyor. Son verilere göre, yılın ilk sekiz ayında AB ülkelerinde yeni otomobil satışlarının sadece %15.6'sını elektrikli araçlar oluşturdu. Birleşik Krallık ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri de dahil edildiğinde bu oran %17.4'e yükseliyor. Bu rakamlar, BMW'nin teknoloji yöneticisinin AB'nin planlarına yönelik eleştirilerini daha da anlamlı kılıyor.

BMW, halen üç, dört, altı ve sekiz silindirli motorların yanı sıra Rolls-Royce markası için V12 motorlar da dahil olmak üzere geniş bir motor gamı satmaya devam ediyor. Hatta bu motorların bazıları Toyota, Land Rover ve Ineos Automotive gibi üçüncü parti üreticilere de tedarik ediliyor. Sektördeki söylentilere göre, rakip markalardan Mercedes-Benz'in dahi yakın gelecekte BMW'den dört silindirli motor satın alabileceği konuşuluyor.

'M' harfinin BMW'de 'Motoren' (Almanca 'motor' anlamına gelir) kelimesini temsil ettiği ve markanın motor konusundaki uzmanlığından kolay kolay vazgeçmeye niyeti olmadığı anlaşılıyor. Elektrikli araç gamı büyürken, içten yanmalı motorlar hala oldukça karlı bir iş alanı olarak öne çıkıyor. Eğer AB'nin 2035 yasağı yürürlüğe girerse, Avrupa pazarının BMW için önemi göz önüne alındığında, şirketin bilançosunda ciddi dalgalanmalar yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Grup, bu yılın ilk yarısında MINI ile birlikte Avrupa'da yaklaşık 500.000 otomobil satarak Asya ve ABD pazarlarını geride bıraktı. En büyük tek pazar konumunu ise 317.862 adet satışla Çin koruyor.

Otomobil üreticileri, AB'yi 2035 yasağını yeniden gözden geçirmesi yönünde giderek artan bir baskı altına alıyor. Yaklaşan bir gözden geçirme süreci, içten yanmalı motorların geleceğini belirleyebilir. AB, geçtiğimiz Mart ayında da bu konudaki duruşunu teyit etmiş olsa da, yasağın kesinleşmediği biliniyor. BMW ve diğer köklü otomobil üreticileri, Brüksel'i rotayı değiştirmeye çağırıyor. Aksi takdirde, sektör uyarıyor, bu yasak büyük yıkıma yol açabilir ve sektör genelinde kitlesel iş kayıplarını tetikleyebilir.