BMW X5 Yenileniyor: Hidrojen Versiyonu ve Fütüristik Tasarım İzlenimleri
Otomotiv dünyasında çeşitliliğin önemini bilen BMW, yeni nesil X5 modelini neredeyse her türden güç ünitesiyle yollara çıkarmayı planlıyor. Geleneksel benzinli, dizel ve plug-in hibrit seçeneklerinin yanı sıra, Toyota ile ortaklaşa geliştirilen bir hidrojen yakıt hücreli versiyon da ürün gamında yer alacak. Bununla da yetinilmiyor; tamamen elektrikli bir model ve menzil artırıcı motorlu bir elektrikli araç da geliştirme aşamasında bulunuyor. Hatta bu menzil artırıcı, BMW'nin daha önce kompakt i3 modelinde jeneratör olarak görev yapan küçük benzinli motorla elde ettiği tecrübeyle paralellik gösteriyor.
Beşinci nesil X5 hakkında detaylı bilgiler henüz paylaşılmasa da, ilk hidrojen modelinin 2028 yılında seri üretime başlayacağı doğrulandı. Ancak kamuflajın kalkmasını beklemek için o kadar zamanımız yok. Kamuflajlı görselleriyle ilk kez resmi olarak karşımıza çıkan yeni X5 (kod adı “G65”), önümüzdeki yıl içerisinde tanıtılmasının beklendiği belirtiliyor. Bu esnada, özellikle yakıt hücreli versiyonuyla dikkat çeken modelin ilk resmi görüntüleri, Mercedes GLE rakibini daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.
Kamufle edilmiş olsa da, tasarımda dikkat çeken bazı ilginç detaylar mevcut. Yeni nesil BMW tasarım dilinin izlerini taşıyan ön kısım, retro-fütüristik dikey böbrekleriyle yeni iX3'te gördüğümüz tasarım öğelerini barındırıyor gibi görünüyor. Farların nihai şekil ve boyutları belirginleşmiş olsa da, üretim versiyonunda daha şık bir iç tasarıma sahip olacakları tahmin ediliyor. Neyse ki, daha büyük X7 ve iddialı XM modellerinde gördüğümüz bölünmüş far tasarımından X5'te kaçınılmış.
Retro ön ızgara kadar ilgi çekici bir diğer detay ise yanal çizgide gizleniyor. Kapı kolları yerinde, kapı çerçevesi çizgisine entegre edilmiş ince kanatçıklar dikkat çekiyor. Bu tasarım, BMW'nin M8 temelli özel seri Speedtop ve Skytop modellerini ya da Ford'un Mustang Mach-E elektrikli crossover'ını anımsatıyor.
Arka kısımda ise, bölünmüş bagaj kapağının devam edeceği görülüyor. Arka kapağın, siyah yatay bir çizgiyle ikiye ayrıldığı anlaşılıyor. Günümüzün maliyet odaklı üretim anlayışında, bu, özellikle 5 Serisi Touring'in arka camını bagaj kapağından bağımsız olarak açma özelliğini kaybetmesiyle karşılaştırıldığında hoş bir sürpriz olarak değerlendirilebilir.
Bazı rakiplerinin aksine, BMW, daha temiz bir görünüm için arka sileceği tavan spoylerinin altına gizleme yoluna gitmiyor. Küçük ve basit görünen stop lambaları şimdilik placeholder (geçici) olsa da, muhtemelen birbirine yaklaşan yeni iX3'ün geniş stop lambalarına benzer şekilde, ortaya kadar uzanan daha büyük ve etkileyici bir tasarımla değiştirilecekler.
İç mekan detayları henüz açıklanmasa da, 2027 model iX3'ün kabini bu konuda önemli bir ipucu veriyor. Tamamen yeniden tasarlanmış, 17.9 inçlik merkezi bir dokunmatik ekranın hakim olduğu bir gösterge paneli bekleniyor. Geleneksel gösterge panelinin yerini ise “Panoramic Vision” adlı, sütundan sütuna uzanan bir projeksiyon sistemi alacak. Bu sistemde sürücünün görüş alanında sabit üç panel ve yolcu tarafında, ön camın tabanına yansıtılan altı özelleştirilebilir bölüm bulunacak.
Yeni X5, minimalist bir yaklaşım adına iDrive döner kumandasından ve çoğu geleneksel kontrol düğmesinden vazgeçecek. İkinci nesil iX3'te hava akış yönü bile dokunmatik ekran üzerinden ayarlanıyor. Kısa veya uzun vadede tüm BMW modelleri bu sadeleştirilmiş yaklaşımı benimseyecek. Şirket, 2027 sonuna kadar Neue Klasse DNA'sına sahip 40'tan fazla yeni veya güncellenmiş modelini piyasaya sürmeyi planlıyor. Yeni X5, 2026'da piyasaya sürülecek olan yeni nesil 3 Serisi Sedan ile birlikte, bu anlayışı benimseyen ilk içten yanmalı motorlu araçlardan biri olacak.
Üç sıralı oturma düzeninin devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor. BMW bu konuda alıcıları daha büyük olan X7 modeline yönlendirebilir. Daha büyük SUV, 2027 yılında ikinci nesline girerken, onun da hidrojen yakıt hücreli bir versiyonu olmasa da, tamamen elektrikli bir varyantının olması bekleniyor.
Benzinli ve plug-in hibrit X5 modelleri küresel olarak satılırken, dizel versiyonun büyük ölçüde Avrupa ve birkaç başka pazarda kalması muhtemel. Yakıt hücreli versiyon ise muhtemelen yalnızca sınırlı sayıda bölgeyle sınırlı kalacak. 2024 sonu itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 1.160 hidrojen dolum istasyonu bulunduğu belirtiliyor. 2028'e kadar bu sayının artması olası olsa da, altyapının yetersizliği göz önüne alındığında BMW'nin bu versiyonu geniş çapta satması pek olası görünmüyor.
BMW ve ortağı Toyota, hidrojen teknolojisine yatırım yapmaya devam eden az sayıda üreticiden ikisi. Stellantis'in yakıt hücresi hedeflerinden vazgeçtiği bir dönemde, Hyundai, Honda, General Motors ve Renault/Alpine gibi markalar bu teknolojiye desteğini sürdürüyor.