Alfa Romeo’dan Cesur Adımlar: ‘İstediğimiz Her Şeyi Yaratabiliriz!’
Stellantis'in bünyesinde tam 14 marka bulunuyor ve bu markalardan bazıları diğerlerine göre daha iyi performans gösteriyor. Alfa Romeo, bu karmada orta sıralarda yer alsa da satışlarını artırmayı başarıyor. 2025'in ilk yarısında küresel teslimatlar %20 oranında yükselirken, markanın giriş seviyesi modeli Junior şimdiden 45.000'in üzerinde siparişle önemli bir başarıya imza attı.
Alfa Romeo CEO'su Santo Ficili, geleceğe dair hedeflerini ve markanın yol haritasını paylaştı. Ficili, Alfa Romeo'yu Stellantis'in sahip olduğu "tek premium marka" olarak tanımlarken, bu durumun Maserati'nin daha üst segmentte konumlandırılmasıyla açıklandığını belirtti. İtalyan markanın yönetiminden sorumlu Ficili, aynı zamanda Maserati'nin de başında yer alıyor.
Alfa Romeo'nun gündemindeki "gelecek için hazırlayacağımız yeni modeller" hakkında Ficili detay vermese de, 2026'da piyasaya sürülmesi beklenen yeni nesil Stelvio'nun ilk ipuçları şimdiden verildi. Ayrıca, gelecek yıl sonuna kadar Giulia'nın yerini alacak yeni modelin de tanıtılması bekleniyor. Ancak bu yeni modelin, mevcut sedan modelinden farklı bir gövde yapısına sahip olacağı tahmin ediliyor.
Ficili, Alfa Romeo'nun mirasının Stellantis'e "istediğimiz her şeyi yaratma" imkanı sunduğunu belirtiyor. Ancak, kârlılığın da bir işletme için hayati önem taşıdığı bir gerçek. Bu nedenle, Turyi merkezli otomobil üreticisi spor otomobiller yerine SUV modellerine öncelik veriyor. Geçmişte 8C ve GTV modellerini yeniden hayata geçirme planları olsa da, bu projeler üretim bandına ulaşamadan rafa kaldırıldı.
Alfa Romeo'nun "icat etmesi" gereken en önemli şeylerden biri, genellikle Alman premium markalarını tercih eden alıcıları daha uygun fiyatlarla cezbetmek. 33 Stradale süper otomobili, markanın imajını yükseltmek için önemli bir adım olsa da, herkesin ulaşabileceği bir model olmadığı açık. Umutlar, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde zorlu bir dönem geçiren markanın, yeni modellerle bu durumu tersine çevirmesi yönünde. ABD'deki satışlar çift haneli artış gösteren diğer büyük pazarların aksine düşüş eğiliminde.
Daha önce markanın pazarlama direktörü, Junior, Tonale ve Stelvio gibi modellerin başarılı olması gerektiğini, aksi takdirde Alfa Romeo'nun spor otomobil segmentine dönüşünün mümkün olmayacağını ifade etmişti. Porsche Cayenne gibi modellere rakip olacak, özellikle Kuzey Amerika pazarı için tasarlanan daha büyük bir SUV modeli de geliştirme aşamasında.
Rekabetçi bir sektörde, mevcut platformları kullanarak ve yeni otomobilleri pazara sunmak için Stellantis'in desteğine ihtiyaç duymadan Alfa Romeo'nun hayatta kalma şansı oldukça düşüktü. Sıfırdan araç geliştirmek hem pahalı hem de zaman alıcı bir süreç. Alfa Romeo'nun marka DNA'sına sadık, özel bir araç üretmesi durumunda ise bu, niş bir segment olan spor otomobil pazarında rekabet anlamına gelecekti. Eğer Alfa Romeo tamamen tutkunlara yönelik düşük hacimli araçlara yönelseydi, markadan bugün hala bahsedip bahsetmeyeceğimiz şüpheliydi.
Ancak mesele sadece otomobillerle sınırlı değil. Ficili, satış sonrası desteğin de iyileştirilmesi gerektiğini kabul ediyor: "Doğru ağa sahip olmalıyız. Sadece otomobili satmakla kalmayıp, aynı zamanda servislerde müşterilerimize satış sonrası hizmet sunabilen doğru bayiilerimizin olması gerektiğini sürekli yineliyorum."
Servis demişken, geçmişten gelen güvenilirlik sorunları Alfa'nın peşini bırakmıyor. Bu nedenle, uzun vadeli dayanıklılığı artırmak da "yapılacaklar listesi"nde yer almalı.