
Akaryakıt Sektöründen Şok İddia: Yüksek Benzin Fiyatlarının Sorumlusu Elektrikli Şarj İstasyonları mı?
Türkiye'de araç sahiplerinin en büyük dertlerinden biri olan yüksek akaryakıt fiyatları, son dönemde yaşanan gelişmelerle yeniden tartışma konusu oldu. Rekabet kurumu raporları, perakendeci kâr marjlarının tarihi seviyelere ulaştığını belirtirken, akaryakıt istasyonları sektörü ise bu durumdan kendilerini savunuyor ve ilginç bir iddiayla sahneye çıkıyor: Elektrikli araç şarj istasyonları kurulum maliyetleri, fiyatların yüksek kalmasının başlıca nedenlerinden biri.
Sektör temsilcileri, artan işletme maliyetlerinin, özellikle de son aylarda yaşanan asgari ücret zamları, enerji fiyatlarındaki yükseliş ve akaryakıt istasyonlarında artan suç oranlarının kendilerini zor durumda bıraktığını ifade ediyor. Rekabet kurumunun geçmiş analizlerinde işletme maliyetlerinin kar marjlarını etkilemediği yönündeki tespitlerine karşın, sektör bu maliyet yükünün göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Ancak en dikkat çekici açıklama, elektrikli araç (EV) şarj istasyonlarının yarattığı finansal yük oldu. Sektör yetkilileri, elektrikli araç şarj ünitelerinin kurulumunun devasa maliyetler getirdiğini ve bu yatırımların geri dönüş sürelerinin 8 ila 10 yılı bulabildiğini belirtiyor. Hatta bazı bölgelerde, doğru güç seviyesini sağlamak için bir istasyonun milyonlarca lira harcaması gerekebiliyor.
Yetkililer, günümüzdeki kar marjlarını beş yıl öncekiyle kıyaslamanın mümkün olmadığını, zira bu süreçte büyük darbe aldıklarını dile getiriyor. Hükümetin elektrikli araç şarj altyapısına yönelik bazı yatırımlarına rağmen, sektördeki bağımsız işletmelerin önemli bir kısmının (yaklaşık yüzde 64) şebekeyle doğru bağlantıyı sağlamak için yüksek miktarlarda harcama yapmak zorunda kaldığı ifade ediliyor.
Akaryakıt sektörünü endişelendiren bir başka konu ise rafinerilerin kapanması. Bu durumun, yurt dışından ithalata bağımlılığı artırarak toptan fiyatları yukarı çekeceği ve dolayısıyla pompaya yansıyan fiyatları daha da artıracağı belirtiliyor.
Tüm bu zorluklara rağmen, kamuoyunun rekabet kurumunun bulgularına tepkisi olumsuz yönde oldu. Tüketici dernekleri ve vatandaşlar, akaryakıtın haneler için büyük bir gider kalemi olduğu ve sürücülerin sekizde yedisinin araçlarına bağımlı olduğu düşünüldüğünde, bir kez daha yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalmalarından duydukları hayal kırıklığını dile getirdi. Son dönemde bölgesel gerilimlerin neden olduğu fiyat artışları ise, alınan önlemlerle bir nebze sakinleşse de, piyasadaki dalgalanmalar devam ediyor.
Geleceğe dair ise bir miktar iyimserlik mevcut. Sektör temsilcileri, elektrikli araçlara geçişe rağmen akaryakıt istasyonlarının önümüzdeki yıllarda da varlığını sürdüreceğine inanıyor. Market ve oto yıkama gibi yan gelir kalemlerinin iyi performans gösterdiğini belirten yetkililer, yatırım yapan istasyonların farklı yakıt türlerini de (elektrikli şarj ve hidrojen istasyonları gibi) sunarak ayakta kalmaya devam edeceğini vurguluyor.